فَقُلْهُ وَ لَا تَخَفْ

bin üçyüz otuzikiyi (1332) gösterir. O tarih, mebde-i cihadıdır. O tarihte İşarat-ül İ'caz Tefsirinin neşriyle mücahedeye başlamış.

* * *


Keramet-i Gaybiye-i Gavsiye'nin işaratını teyid eden üç remiz:

Birinci Remiz:

اَنَا لِمُر۪يد۪ى حَافِظًا

İlm-i Cifir itibariyle, makam-ı ebcedî hesabıyla, bin üçyüz otuzaltıyı (1336) gösterir. Demek Hazret-i Gavs, bu tarihte istikbalde gelecek müridini emr-i İlahî ile muhafaza edecek diyor. Evet bu bîçare Said dahi diyor: Nev'-i beşere gelen en büyük bir musibet Harb-i Umumî hengâmında, çok tehlikelere maruz kaldım. Hazret-i Gavs'ın gösterdiği arabî tarihte veya az evvel, hârika bir surette kurtuldum. Hattâ bir defa, bir dakikada üç gülle öldürecek yere mukabil bana isabet ettiği halde tesir etmediler. Bitlis'in sukutunda, bir mikdar talebelerimle Rus askerlerinin bir taburu içine düştük. Bizi sardılar, her tarafta el ele ateş edildi. Dört tanesi müstesna, bütün arkadaşlarım şehid olduktan sonra, taburun dört sıralarını yardık; yine onların içinde bir yere girdik. Onlar üstümüzde, etrafımızda sesimizi, öksürüğümüzü işittikleri halde bizi görmüyordular. Otuz saat, o halde çamur içinde, ben yaralı iken hıfz-ı İlahî ile istirahat-ı kalb içinde muhafaza edildim.

Bunun gibi müteaddid tehlikede Hazret-i Gavs'ın gösterdiği tarih-i arabî itibariyle, hakikaten bir hıfz-ı İlahî içinde bulunduğumu hissediyordum. Demek Cenab-ı Hak o kudsî üstadımı, bir melaike-i sıyanet gibi bana muhafız kılmış.

İşte bu

اَنَا لِمُر۪يد۪ى حَافِظًا

fıkrası, bu fakirin mühim sergüzeştlerine işaret ettiği gibi, bu fakirin etrafında hizmet-i Kur'aniye işinde

Yükleniyor...