Cem'-i kutbiyet ve ferdiyet ve gavsiyet
İle üç sütun üzerine durur
Râyet-i ulviyet-i şeyh-i hakkanîdir hitab-ı Abdülkadir
İlham-ı Huda, kitab-ı Abdülkadir
Bâz-ül eşheb ferd-i ferîd-i deveran
Gavs-ı A'zam Cenab-ı Abdülkadir.
Said Nursî
* * *
Risale-i Nur şakirdlerinin bir fıkrasıdır
وَكُنْ قَادِرِىَّ الْوَقْتِ لِلّٰهِ مُخْلِصًا ٭ تَعِيشُ سَع۪يدًا صَادِقًا بِمُحَبَّت۪ى
İlm-i cifir ile manası:
"Ey Said! Sen, zamanın Abdülkadir'i ol, ihlas-ı tâmmı kazan, fakrınla beraber maişetini düşünme, nâstan minnet alma, ismin "Said" olduğu gibi maişette de mes'ud olacaksın! Muhabbetimde sadık olduğundan ve ihlasa çalıştığından, Hulusi gibi muhlis talebeler ve yardımcılar ve Süleyman, Bekir gibi sadık hizmetkârlar ve Sabri gibi tam takdir edici ve ciddî müştak talebeler size verilmiş." Evet lillahilhamd, Gavs'ın sarahat derecesinde ihbar ettiği hal vuku' bulmuştur. Gavs-ı A'zam, "Said" namıyla tesmiye ettiği müridinin tarihçe-i hayatında en mühim noktaları beyan etmekle beraber, İlm-i Cifir esrarıyla sekiz-dokuz cihette Said'in başına parmağını basıyor. Beyitlerin mana-yı zahirîsi ile maânî-i cifriyesi birbirine çok yakın olmakla, dokuz vecihteki işaretler birbirini teyid ettiğinden sarahat derecesine çıkmış.
اَنَا لِمُر۪يد۪ى حَافِظًا مَا يَخَافُهُ ٭ وَاَحْرُسُهُ ف۪ى كُلِّ شَرٍّ وَ فِتْنَةٍ
İlm-i cifir ile manası:
"Ondördüncü asırda "El-Kürdî" lakabıyla yâdedilen Molla Said, benim müridimdir. O fitne ve bela asrının her şer ve fitnesinden, Allah'ın izniyle ve havl-ü kuvvetiyle onun muhafızıyım."
İle üç sütun üzerine durur
Râyet-i ulviyet-i şeyh-i hakkanîdir hitab-ı Abdülkadir
İlham-ı Huda, kitab-ı Abdülkadir
Bâz-ül eşheb ferd-i ferîd-i deveran
Gavs-ı A'zam Cenab-ı Abdülkadir.
Said Nursî
Risale-i Nur şakirdlerinin bir fıkrasıdır
وَكُنْ قَادِرِىَّ الْوَقْتِ لِلّٰهِ مُخْلِصًا ٭ تَعِيشُ سَع۪يدًا صَادِقًا بِمُحَبَّت۪ى
İlm-i cifir ile manası:
"Ey Said! Sen, zamanın Abdülkadir'i ol, ihlas-ı tâmmı kazan, fakrınla beraber maişetini düşünme, nâstan minnet alma, ismin "Said" olduğu gibi maişette de mes'ud olacaksın! Muhabbetimde sadık olduğundan ve ihlasa çalıştığından, Hulusi gibi muhlis talebeler ve yardımcılar ve Süleyman, Bekir gibi sadık hizmetkârlar ve Sabri gibi tam takdir edici ve ciddî müştak talebeler size verilmiş." Evet lillahilhamd, Gavs'ın sarahat derecesinde ihbar ettiği hal vuku' bulmuştur. Gavs-ı A'zam, "Said" namıyla tesmiye ettiği müridinin tarihçe-i hayatında en mühim noktaları beyan etmekle beraber, İlm-i Cifir esrarıyla sekiz-dokuz cihette Said'in başına parmağını basıyor. Beyitlerin mana-yı zahirîsi ile maânî-i cifriyesi birbirine çok yakın olmakla, dokuz vecihteki işaretler birbirini teyid ettiğinden sarahat derecesine çıkmış.
اَنَا لِمُر۪يد۪ى حَافِظًا مَا يَخَافُهُ ٭ وَاَحْرُسُهُ ف۪ى كُلِّ شَرٍّ وَ فِتْنَةٍ
İlm-i cifir ile manası:
"Ondördüncü asırda "El-Kürdî" lakabıyla yâdedilen Molla Said, benim müridimdir. O fitne ve bela asrının her şer ve fitnesinden, Allah'ın izniyle ve havl-ü kuvvetiyle onun muhafızıyım."
Yükleniyor...