Sâlisen:

Rahmetin hazinelerindeki müddeharatı zahir ve bâtın hâssalarıyla tartıp fehmetmek makamında, şükr ü sena vazifesini edaya başladılar.

Râbian:

Esma-i mütecelliye-i İlahiyenin definelerindeki cevherleri, cihazat-ı maneviyelerinin mizanlarıyla tartıp bilmek makamında, tenzih ve takdis ve medih vazifesine başladılar.

Hâmisen:

Mistar-ı kader üstünde kalem-i kudret ile yazılan mektubat-ı Rabbaniyeyi mütalaa makamında tefekkür ve istihsan vazifesine başladılar.

Sâdisen:

Fıtrat ve san'atındaki latif incelikleri ve güzellikleri temaşa ile tenzih makamında Fâtır-ı Zülcelallerine ve Sâni'-i Zülcemallerine muhabbet ve iştiyak vazifesine girdiler.

Sonra Sâni'-i Hakîm'in san'atının mu'cizeleriyle kendini tanıttırmasına karşı -hayret içinde- marifet ile mukabele ettiler. Dediler ki:

سُبْحَانَكَ

"Ey Sübhanımız! Seni hakk-ı marifetinle nasıl tanıyabiliriz. Senin tarif edicilerin,

Yükleniyor...