kebair ile, nefis ve şeytan ile mücaheden, harbdir. Senin vazife-i fıtratın budur. Fakat Cenab-ı Hak, senin vazifende muvaffık ve muindir.

Amma rızkın ve hayatın idamesi, emval ve evlâdın muhafazası, Hâlıkına aittir. Fakat bazan seni şu vazifede istihdam eder ki; hazain-i rahmetinin kapılarını kavil ve hal ve fiil ve sual ile dakk-ı bâb etmek

{*: Kapı çalmak demektir.}

ile ubudiyet suretinde hizmet edersin.

Hem nimetlerinin matbahlarına vâsıl edecek yollarda sülûk etmekle seni istimal eder. Tâ ki, ya istidad veya ihtiyaç veya fiil veya kal lisanıyla sen, kader ile tayin olunan tayinatını ve levazımatını alasın. Bununla beraber ne derece bir cehle düştüğünü anla ki, ihtiyarsız ve iktidarsız olduğun tufuliyet zamanında, en leziz rızkı sana ve hem rızkını tedarik edemeyen bütün zaîf hayvanlara erzaklarını ihsan eden Rezzak-ı Hakikî'yi ittiham ediyorsun ki; ol Rezzak herbir duayı işitir ve herbir hacatı bilir ve herbir şeye kudreti erişir. Öyle bir ganidir ki; yeryüzünü, yaz zamanında, zîhayat olan misafirlerine bir matbaha-i Rabbaniye yapar ki; her bir bostan bir kazandır. Ve her

Yükleniyor...