âyetlerinin bazı sırlarını, "Dokuz Nükte" ile tefsir eder.

BİRİNCİ NÜKTE:

"Kur'ana ait ve Kur'anın esrarı bilinmiyor ve müfessirler hakikatını anlamamışlar." diyenlere karşı mühim bir cevabdır.

İKİNCİ NÜKTE:

Kur'an-ı Hakîm'de

وَ التّ۪ينِ وَ الزَّيْتُونِ ٭ وَالشَّمْسِ وَضُحٰيهَا

gibi kasemat-ı Kur'aniyedeki mühim bir hikmeti beyan ediyor.

ÜÇÜNCÜ NÜKTE:

Surelerin başlarındaki birer şifre-i İlahiye olan huruf-u mukattaaya dairdir.

DÖRDÜNCÜ NÜKTE:

Kur'an-ı Hakîm'in hakikî tercümesi kabil olmadığından ve manevî i'cazındaki ulviyet-i üslûb tercümeye gelmediğinden, mühim bir beyanla, üslûb-u Kur'aniyedeki bir lem'a-i i'caziyeyi gösterir.

BEŞİNCİ NÜKTE:

"Elhamdülillah" cümlesinin ifade ettiği mananın en kısası, bir satır kadar olduğunu ve hakikî tercümesinin kabil olmadığını gösterir.

ALTINCI NÜKTE:

اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُ

deki nun-u mütekellim-i maalgayre dair mühim bir sırrını, nurlu bir hal ve hakikatlı bir hayal içinde beyan ediyor.

YEDİNCİ NÜKTE:

اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَق۪يمَ ٭ صِرَاطَ الَّذ۪ينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ

in mühim ve nuranî sırrının beyanı içinde, bid'aların icadı ne kadar çirkin ve zarar olduğunu gösterir.

SEKİZİNCİ NÜKTE:

Şeair-i İslâmiye, hukuk-u umumiye hükmünde olduğuna dair mühim bir sırrını beyan ediyor.

DOKUZUNCU NÜKTE:

Mesail-i şeriatın "taabbüdî" ve "makul-ül mana" olarak iki kısım olduğunu; ve taabbüdî kısmı hikmet ve maslahatların tebeddülü ile tegayyür edemediğinin

Yükleniyor...