âyetinin, hayat-ı içtimaiye-i beşeriyenin münasebatına dair gayet mühim bir sırrını ve insanlar, millet millet ve kabîle kabîle yaratılmasının mühim bir hikmetini Yedi Mes'ele ile tefsir ediyor. Bu mebhas, milliyetçilere mühim bir tiryaktır. Bu zamanın en müdhiş marazına gayet nâfi' bir ilâçtır. Ve sahtekâr hamiyet-füruşların ve yalancı milliyetperverlerin yüzlerindeki perdeyi açar, sahtekârlıklarını gösterir.

DÖRDÜNCÜ MEBHAS:

Altı sualin cevabında "On Mes'ele"dir.

Birincisi:

"Rabb-ül Âlemîn" kelimesinin tefsirinde onsekiz bin âlem dediklerinin hikmeti münasebetiyle, birkaç nükte-i Kur'aniye beyan edilir.

İkinci Mes'ele:

"Allah'ı bilmek, varlığını bilmenin gayrıdır" Muhyiddin-i Arabî, Fahreddin-i Razî'ye demiş. Ondan murad nedir? Cevabında, gayet mühim bir mes'ele-i marifetullah beyan edilmiştir.

Üçüncü Mes'ele:

وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَن۪ى اٰدَمَ

âyetiyle

اِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولاً

âyetinin vech-i tevfiki nedir? diye sualine, gayet güzel ve nurlu mühim bir cevabdır.

Dördüncü Mes'ele:

جَدِّدُوا ا۪يمَانَكُمْ بِلَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ

hikmeti nedir? diye suale, gayet güzel ve nurlu bir cevabdır.

Dördüncü Mes'elenin Zeylinde,

vahdaniyetin gayet azîm bir hüccetine ve geniş ve uzun bir bürhanına muhtasar bir işarettir.

Beşinci Mes'ele:

Yükleniyor...