kaideyi beyan eder. Kerametin izharı zarar olduğu gibi, ikramın izharı şükür olduğunu ve en selâmetli keramet ise, bilmediği halde mazhar olmak olduğunu ve hakikî keramet ise, kendi nefsine değil belki Rabbine itimadını ziyadeleştiren olduğunu, yoksa istidrac olduğunu; hem hayat-ı dünyeviyeyi bahtiyarane geçirmenin çaresi, âhiret için verilen hissiyat-ı şedideyi dünyanın fâni umûruna sarf etmemek olduğunu ve aşkın mecazî ve hakikî iki nev'i olduğu gibi; hırs ve inad ve endişe-i istikbal gibi hissiyat-ı şedidenin dahi, mecazî ve hakikî olarak ikişer kısmı bulunduğunu; mecazîleri gayet zararlı ve sû'-i ahlâka menşe' ve hakikîleri gayet nâfi' ve hüsn-ü ahlâka medar olduğunu isbat eder.

Hem İslâm ve imanın mühim bir farkını beyan eder. Yani: İslâmiyet, hakka tarafgirlik ve iltizamdır; iman ise, hakkı iz'an ve tasdiktir. Yirmi sene evvel dinsiz bir müslüman bulunduğu gibi, şimdi de gayr-ı müslim mü'min dahi bulunur gibi göründüğünü gösterir.

Hem Risale-i Nur eczaları ne derece şiddetli bir surette İslâmiyete tarafgirlik hissini verdiğini ve erkân-ı imaniyeyi ne derece kuvvetli ve kat'î isbat ettiğini beyan eder.

ONUNCU MEKTUB: 36

İki sualin cevabıdır.

BİRİNCİSİ:

وَلَٓا اَصْغَرَ مِنْ ذٰلِكَ وَلَٓا اَكْبَرَ اِلَّا ف۪ى كِتَابٍ مُب۪ينٍ ٭ وَ كُلَّ شَيْءٍ اَحْصَيْنَاهُ ف۪ٓى اِمَامٍ مُب۪ينٍ

âyetlerinin bir sırrını tefsir eder. "İmam-ı Mübin", "Kitab-ı Mübin" neden ibaret olduğunu beyan eder.

İKİNCİ SUAL:

"Meydan-ı Haşir nerededir?" cevabında, gayet makul ve mühim ve parlak bir cevab veriyor.

ONBİRİNCİ MEKTUB: 39

Dört ayrı ayrı mebhastır. Bu dört mes'ele birbirinden uzak

Yükleniyor...