hem şahsımızın, hem milletimizin imanını inkişaf ettirmekle kendimizi mükellef bilmeliyiz.

50. Gaddar ve müstebid dinsizler, dini müesseselerimizi yıktılar, kapılarına zincir vurdular, varlıklarını ortadan kaldırdılar. İşte böyle müdhiş ve korkunç bir devirde, Risale-i Nur bir güneş gibi parladı. Millet ona canı pahasına da olsa sarıldı ve okudu. Bütün manevi ihtiyaçlarının, Risale-i Nur’la tatmin edilebileceğini gördü. Zira Risale-i Nur, büyük bir hareket-i imaniye kaynağıdır.

Risale-i Nur; iman ve İslamiyet yolunda cansiperane hizmet eden, Kur’an ve iman hizmeti için görülmemiş bir şekilde feragat ve fedakarlıkta bulunan, mücahid bir nesil yetiştirmektedir.

51. Risale-i Nur; beşeri, dalalete ve türlü sapıklık kuyularına yuvarlayan batıl felsefenin karşısında, ilm-i kelamın zaferini temsil eden, muzaffer bir tefsir-i Kur’andır.

Millî ve dinî birliğimizi parçalamak isteyen bütün düşmanlarımızı mağlup etmenin tek çaresi; Risale-i Nur okumak ve neşretmektir. Zira hariçten gelen tahribat manevidir. Buna mukabil, manevi ve tamirci bir atom bombası lazımdır.

İşte bu asırda o tamirci kuvvet, Risale-i Nur’daki tahkiki iman dersleridir.

52. Risale-i Nurla tenevvür edenler, hak ve hakikat hizmetinde yorulmazlar. Hakikatin ve imanın düşmanları ile olan manevi mücahedelerinde, sendelemezler. Sarsılmayarak, sabır ve tahammül ederek mücadele ederler, imanı kurtarma davasının bayraktarlığını yaparlar.

Fütura düşmeden, azim ve sebatla cihad-ı diniye meydanlarında cevelan ederler. Evet mücadele yolu çetindir. Fakat, Risale-i Nur talebeleri iman kuvvetine sahip olduğu için, talebelerdeki iman gücü, onları bütün zorluklara göğüs gerecek ve aşacak hale getirmiştir.

53. Risale-i Nur talebeleri, taarruza maruz kaldıkları vakit yılmazlar, yıldırırlar; çökmezler, çökertirler ve Risale-i Nurun neşir hizmetini, nesilden nesile devrederler. En cebbar ve en gaddar dinsizlerin zulümleri altında bile Nurcular, iman hizmetini devam ettirirler. Aralarında olan misilsiz bir uhuvvet, tesanüd, teavün ve sevgi ile birisinin hapse atıldığı yerde, diğeri hizmeti yürütmüştür. Birinin yetişemediği yerde, diğeri hizmeti tamamlamıştır. İnşallah kıyamete kadar da, bu hizmet-i imaniye devam edecektir.

54. Risale-i Nur talebeleri, Kur’an ve iman uğrunda Allah yolunda mücadele ve mücahede eden mücahidlerdir. Risale-i Nur talebeleri, ebedi bir manevi cihad ve gazanın erleridirler.

55. Biz İslamın şerefi için, İslamın terakki ve tealisi için kanını akıtan, canlarını feda eden, şanlı bir milletin torunlarıyız. Elbette bizler ecdadımızın yaptığı manevi cihad-ı diniyeyi devam ettireceğiz. Şimdi kılıçlarımız; kalemdir, top ve tüfeğimiz; hakaik-i imaniye dersleri ve iman kuvvetidir.

56. Bu millet; şarktan garba, cenuptan şimale kadar seferden sefere, gazadan gazaya koşmuştur. Kur’an ve iman hakikatleri uğrunda, milyonlarca başlar feda edilmiştir. İcabında bu manevi cihad-ı diniyede, biz dahi can ve cananımızı feda edinceye kadar devam edeceğiz. Nur talebelerinin, imam ve İslamî hizmetini durdurabilmek, hiç bir kuvvetin haddi değildir. Bediüzzaman, bu asırda fisebilillah bir manevi cihadın, en müşahhas bir misalidir. Bediüzzaman; aziz vücudunu cevr-ü cefa ateşinde yakmış, böylece hakaik-i imaniye nurlarını ışıldatmıştır.

57. Risale-i Nur; bu vatan ve millette, millî ve İslamî bir vahdet vücuda getirmiş ve getirmektedir. Bu birlik, o kadar kuvvetli bir birliktir ki, fethedilmez bir kale mahiyetinde olduğu, din düşmanlarınca kabul edilmekte ve onları evhamlandırmaktadır.

58. İman ve İslamiyet mevzuunda şüphesini izale, vicdanlarını tatmin etmek isteyen ve hakikati taharri eden münevverler, Risale-i Nur’a sarılmakta ve onunla tam ikna olmaktadırlar.

59. Risale-i Nur; din düşmanlarının ortaya attıkları imanî şüpheleri, ilmi bir satvet ve kuvvetle izale ederek, hak ve hakikatı parlak bir surette ispat etmiştir.

Yükleniyor...