Dedim:

اَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ وَ السِّيَاسَةِ

Evet İstanbul siyaseti, İspanyol gibi bir hastalıktır. Fikri hezeyanlaştırır. Biz müteharrik-i bizzât değiliz. Bilvasıta müteharrikiz. Avrupa üflüyor, biz burada oynuyoruz. O tenvim ile telkin eder. Biz kendimizden hayal edip, esammane tahribimizde eser-i telkini icra ederiz. Mademki menba' Avrupa'dadır. Gelen cereyan, ya menfî veya müsbettir. Menfîye kapılan, harf gibi

دَلَّ عَلٰى مَعْنًى ف۪ى نَفْسِ غَيْرِه۪

yahut

لَا يَدُلُّ عَلٰى مَعْنًى ف۪ى نَفْسِه۪

tarif edilir. Demek bütün harekâtı, bizzât haric hesabına geçer. Çünki iradesi hükümsüzdür. Hulûs-u niyeti faide vermez. Bahusus menfî iki cihet-i za'fla, haric cereyanın kuvvetine bir âlet-i lâya'kıl olur.

Diğer müsbet cereyan ise ki, dâhilden muvafık şeklini giyer. İsim gibi,

دَلَّ عَلٰى مَعْنًى ف۪ى نَفْسِه۪

dir. Hareketi kendinedir. Tebaî haricedir. Lâzım-ı mezheb mezheb olmadığından, belki

Yükleniyor...