teşvik-i san'at, hem bir kitab-ı belâgat, hem bir kitab-ı isbat-ı vahdaniyet ve muarızlarına bir kitab-ı ilzam ve iskâttır.

Risale-i Nur eczaları bir sema-i maneviyenin güneşleri ve ayları ve yıldızlarıdır. Nasılki zahiren, perde-i esbab olan Güneş'ten, Kamer'den ve kevakibden bütün kâinat tenevvür ve tezeyyün ve bütün eşya neşv ü nema ve hayat buluyor. İşte Risale-i Nur dahi bu asırda bütün âlem-i beşeriyete hayat-ı câvidan ve âdeme kâmil-i insan ve kulûbe neş'e-i iman ve ukûle yakîn-i itminan ve efkâra inkişaf ve nüfusa teslim-i rıza ve can şualarını Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyandan alıp saçmaktadır.

O sema-yı maneviyeyi bazan ve zahiren bihaseb-il hikmet âfâkî bir bulut kütlesi kaplar. O celalli semadan öyle bir baran-ı feyz ü rahmet takattur eder ki istidadlar; tohumlar, çekirdekler, habbeler gibi o sıkıcı ve o dar âlemde gerçi biraz muzdarib olurlar, fakat tâ o sıkılmaktan üzerlerindeki kışırları çatlar ve yırtılır; o anda bulutlar da ufuklara çekilip nöbetçi vaziyetinde beklemesi, bir imtihan-ı Rabbanî ve bir inkişaf-ı feyezanî ve bir rahmet-i nuranîdir ki; evvelce bir habbe, bir çekirdek yeniden taze bir hayata atılır, iştiyakla ve neş'e-i inkişafla meyvedar koca bir ağaç suretini alır ve

يُبَدِّلُ اللّٰهُ سَيِّئَاتِهِمْ حَسَنَاتٍ

sırrına mazhar olurlar.

Evet yirmi senedir devam eden şu mevsim-i şita, inşâallahü teâlâ nihayet bulmuş ola... Dünyaya yeni ve feyizli bir fasl-ı nevbahar gele ve âlemin yüzü nur ile güle...

Risale-in Nur Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın taht-ı tasarrufunda olduğundan, ona uzanan ve ilişmek isteyen her el kırılır ve her dil kurur.

Umum Nur şakirdleri nâmına

Halil İbrahim

Medreset-üz Zehranın erkanları namına biz de iştirak ediyoruz.


Osman, Rüşdü, Re'fet, Hüsrev, Said, Hilmi, Muhammed, Halil İbrahim, Mehmed Nuri



Yükleniyor...