bir fedakârlık taşımak gerektir.>Evet

يَسْتَحِبُّونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا عَلَى اْلاٰخِرَةِ

âyetinin sırr-ı işarîsiyle; âhireti bildikleri ve iman ettikleri halde, dünyayı âhirete severek tercih etmek ve kırılacak şişeyi bâki elmasa, bilerek rıza ve sevinçle tercih etmek ve akibeti görmeyen kör hissiyatın hükmüyle, hazır bir dirhem zehirli bir lezzeti, ileride bir batman safi lezzete tercih etmek, bu zamanın dehşetli bir marazı, bir musibetidir. O musibet sırrıyla, mü'minler dahi bazan ehl-i dalalete tarafdar olmak gibi dehşetli hatada bulunuyorlar. Cenab-ı Hak ehl-i imanı ve Risale-i Nur şakirdlerini bu musibetlerin şerrinden muhafaza eylesin, âmîn.

Said Nursî

* * *


Sual:

İşarat-ı Kur'aniye Risalesi'nde, Fatiha'nın sırat-ı müstakim ashabı ki,

الَّذ۪ينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ

âyetinin tarif eylediği taife içinde, hem

لَا تَزَالُ طَٓائِفَةٌ مِنْ اُمَّت۪ى ... حَتّٰى يَاْتِىَ اللّٰهُ بِاَمْرِه۪

ilâ âhir... hadîsinin âhirzamanda gösterdiği mücahidler içinde, hem Ve-l'Asrı Suresi'nin

اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَ عَمِلوُا الصَّالِحَاتِ

ile başlayan üç cümlesinde mana-yı işarî ile hususî bir surette dâhil bir ferdin, Risale-i Nur şakirdleri olduğuna sebeb nedir ve vech-i tahsisi nedir?

Elcevab:

Sebebi ise; Risale-i Nur, yüze yakın din tılsımlarını ve hakaik-i Kur'aniye muammalarını hall ve keşfetmiştir ki; her bir tılsımın bilinmemesinden çok insanlar şübehata ve şükûke düşüp, tereddüdlerden kurtulmayıp, bazan imanını kaybederdi. Şimdi bütün dinsizler toplansa, o tılsımların keşfinden sonra galebe edemezler. Yirmisekizinci Mektub'da İnayat-ı Seb'ada bir kısmına işaret edilmiş. İnşâallah bir zaman o tılsımlar, müstakil bir risalede cem' edilecek.

Said Nursî

* * *


Yükleniyor...