Şeyh-i Geylanî'nin fıkrasıyla kerametkârane verdiği haber-i gaybînin tetimmesidir.

اَنَا لِمُر۪يد۪ى

fıkrasında

مُر۪يد۪ى

"Molla Said" kelimesine tam tevafuk ediyor. Yalnız bir elif fark var. Elif ise, kaide-i Sarfiyece "elfün" okunur. Elfün ise, bindir. Demek bin ikiyüz doksandörtte (1294) dünyaya gelecek bir müridi, bu

مُر۪يد۪ى

lafzında muraddır. Çünki

لِمُر۪يد۪ى

de lâm sayılsa ikiyüz doksandört (294) eder ki, bir tek fark ile Said'in tarih-i veladetine tevafuk eder. Esas arabî sayılsa fark yoktur. Lâmsız

مُر۪يد۪ى

ise ikiyüz altmışdört (264) eder. "Molla Said" dahi ikiyüz altmış beş (265) eder. "Molla"daki elif, bine işaret olduğu için mütebâkisi ikiyüzaltmışdört (264) kalır.

Elhasıl:

Şu zamanda dellâl-ı Kur'an ve hâdim-i Furkan olan o adamın iki ismi ve iki lakabı var. "El-Kürdî" lakabı ile "Molla Said" ismi,

اَنَا لِمُر۪يد۪ى

fıkrasında zahir görünüyor. "Nursî" lakabıyla "Bedîüzzaman Said" ismi

كُنْ قَادِرِىَّ الْوَقْتِ

fıkrasında aşikâr görünüyor. Hattâ hizmet-i Kur'aniyede en mühim bir arkadaşı ve hâlis bir talebesi olan Hulusi Bey'e

لِلّٰهِ مُخْلِصًا تَع۪يشُ سَع۪يدًا صَادِقًا بِمُحَبَّت۪ى

fıkrasında işaret olduğu gibi, diğer bir kısım talebelerine işaretler var.

Risale-i Nur talebeleri namına

Rüşdü, Hüsrev

* * *


Yükleniyor...