kimseden bir şey istememek için ot yemiş.

• Birisi Z. Abiyi ziyarete gelmiş, şahsına hürmeti varmış. Z. Abi görüşmek istemiyor, o adam görüşmek için geç vakte kadar kapının önünde bekliyor. Z. Abi bir ara çıkmış, bakmış orada bekliyor. “Sana öyle bir iş yaparım ki, bu muymuş Üstadın hizmetkarı diye döner gidersin” diyor. Şahsına hürmeti, zerre kadar kabul etmiyor.

• Üstad “Eski Abdullah’ı kaybettim” dermiş. Lisedeyken Üstadın makamını v. bilmiyor, sadece ders dinlemek, istifade etmek için Üstadın yanına gelirmiş.

Üstadın Mektupları: Üstadın 2 çeşit mektupları vardır.

Biri hususi... Diğeri: Kıyamete kadar Nur talebelerini herbir mes’elede tenvir edecek mektuplardır.

Üstad bu ikincileri ayırmış ve neşretmiştir. Bu mektupları kim okursa, ona hitap ediyor, yoksa eskiden yazılmış, hususi mektup değildirler. Onun için, Nur Talebelerine hitap ederken “Aziz, Sıddık,.. kardeşlerim” diyor. Ben de bu mektupları okuduğumda veya okunduğunda “Lebbeyk Üstadım” diyorum.

Ashab ve Nur Talebeleri: Ashab, bütün kuvvetleriyle hakaik-ı Kur’aniye ve imaniyenin aktar-ı cihana neşrine ve her bilad-ı cihanda muhafazasına çalışmışlardı. Risale-i Nur Talebeleri de; Ashab-ı Kiram mesleğinin bir cilvesine mazhar olduğundan, Üstadımız “Hizmette muvaffak olmak için, bu dünyayı ve herşeyi kalben terketmek lazımdır” demiştir.

“Bizim vazifemiz: Ye’s, gam ve kederlere kendimizi kaptırmayarak, heva, heves ve sefahetle kendi kendimizi körletip mahvetmeyerek, hizmet ve gayretle bu fıtrî kabiliyetlerimizi, ilm-i iman ve Marifetullahla çalıştırmak, inkişaf ve inbisat ettirmektir...

Zübeyir Gündüzalp






Yükleniyor...