İslâmiyetin bir rükn-ü mühimmi olan zekât, beşerin hayat-ı nev'iyesi için ehemmiyeti şudur:

Hadîste var;

اَلزَّكَاةُ قَنْطَرَةُ اْلاِسْلَامِ

yani zekât bir köprüdür ki, Müslüman, kardeşi olan Müslümana muavenet için ondan geçer. Zira memurun-bih olan teavün, o vasıta iledir. Ve nev'-i beşerin hayat-ı içtimaiyedeki nizamın sırat-ül müstakimi odur. İnsanlar içinde madde-i hayatın cereyanına rabıta odur. Terakkiyat-ı beşerdeki zehirlere tiryak odur.

Evet zekâtın vücub-u kat'îsinde ve onun kabîlesi olan sadakaya ve karz-ı hasene da'vet-i Kur'anîden ve ribanın vesailiyle beraber hurmet-i şedidesinde azîm bir hikmet, âlî bir maslahat, vasi' bir rahmet vardır.

Eğer sahife-i âlemde tarihî bir nazarla dikkat ve cem'iyet-i beşeriyenin mesavisinin esasları teftiş edilse görülecektir ki, bütün ihtilalat ve fesadın asıl ve madeni ve bütün ahlâk-ı rezilenin muharrik ve menbaı, tek iki kelimedir. O iki kelimenin imtizacından


Yükleniyor...