âyetlerinin gayet mühim iki hakikatını "Onbir Nükte" ile tefsir ediyor.
BİRİNCİ NÜKTE
مَنْ تَمَسَّكَ بِسُنَّت۪ى عِنْدَ فَسَادِ اُمَّت۪ى فَلَهُ اَجْرُ مِاَةِ شَه۪يدٍ
hadîs-i şerifinin sırrını beyan ediyor.
İKİNCİ NÜKTE:
İmam-ı Rabbanî (R.A.), "Sünnet-i Seniyenin ittibaı; en haşmetli, en letafetli, en emniyetli tarîkattır." demesine dairdir.
ÜÇÜNCÜ NÜKTE:
Sünnet-i Seniyenin ehemmiyeti hakkında İmam-ı Rabbanî'nin hükmünü tasdik ettiğini beyan ediyor.
DÖRDÜNCÜ NÜKTE:
اَلْمَوْتُ حَقٌّ
hakikatının kapısıyla, gayet acib bir âlem-i manevîye ait bir seyahat-ı ruhiyeyi beyan ediyor.
BEŞİNCİ NÜKTE:
قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللّٰهَ فَاتَّبِعُون۪ى يُحْبِبْكُمُ اللّٰهُ
âyetinin sarahatıyla: Muhabbetullah, kat'î bir kıyas-ı mantıkî ile, Sünnet-i Seniyenin ittibaını intac ettiğine dairdir.
ALTINCI NÜKTE:
كُلُّ بِدْعَةٍ ضَلَالَةٌ وَكُلُّ ضَلَالَةٍ فِى النَّارِ
hadîsinin mühim bir sırrını ve
اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ
Yükleniyor...