Hem bu Yeni Said, Eski Said gibi kendine hürmet ve teveccüh kazanmak ve şan ü şeref bulmak; kat'iyyen aleyhindedir, kabul etmez... (Tarihçe-i Hayat 495)
Ben nefsimi tebrie etmiyorum, nefsim her fenalığı ister. Fakat şu fâni dünyada, şu muvakkat misafirhanede, ihtiyarlık zamanında, kısa bir ömürde, az bir lezzet için; ebedî, daimî hayatını ve saadet-i ebediyesini berbad etmek, ehl-i aklın kârı değil. Ehl-i aklın ve zîşuurun kârı olmadığından, nefs-i emmarem ister istemez akla tabi olmuştur... (Mektubat 68)
Evet nefsini beğenen ve nefsine itimad eden, bedbahttır. Nefsinin ayıbını gören, bahtiyardır... (Mektubat 329)
Yükleniyor...