İkinci Nazar:

Menba'dan aşağı inmeye bedel, aşağıda gezer. Bu ise hangi fer'a rastgelse, acılığına bir emare görse şübheye düşer. Tatlılık için delil-i kat'î arzu eder. Heyhat! Her yerde bürhan ele gelmez. Böyle incecik bir fer'a, cesim bir neticeyi bindirmek ister. Gitgide şüphe, emniyetsizlik tezayüd eder.

Hem de akıl nazar penceresiyle eşyaya bakar. Halbuki mahall-i iman olan kalb, hads ve ilham gibi isimlerle tâbir edilen bir hiss-i sâdise-i batına ile hakâika bakar ki; enbiyada vahy o hisse göredir.

Nazar-ı aklî kendi desatiriyle çok fakîrdir ve dardır. Pek çok hakâika karşı kasır olur, kavrayamadığından hakikat değil der, reddeder.

* * *


Bir insî tarafından soruldu:

اَلْحَقُّ يَعْلُو وَلَا يُعْلٰى عَلَيْهِ

Halbuki kâfir müslümana galebe eder?

Elcevap: Sıfat-ı Kelâmdan gelen evamir-i teşri'iyeye karşı itaât ve isyan olduğu gibi; Sıfat-ı İradeden gelen evamir-i tekvîniyeye karşı da taat ve isyan vardır.

Evvelkide mükâfat ve mücazât galiben ahirette olur. İkincisinde ağleb dünyada olur.

Meselâ: Sabrın mükâfatı zaferdir. Atâletin mücazâtı sefalettir. Sa'y ve sebatın sevabı, servet ve galebedir. Şu halde, kâfirin evamir-i tekviniyeye karşı itaâti, Müslümanın evamir-i tekviniyeye karşı isyanına galebe etmiştir. Bir müslim, herbir sıfatı Müslüman olmak lâzım gelmediği gibi; bir kâfirin herbir sıfatı kâfir olmak ve küfründen neş'et etmek lâzım değildir. Veyahut galebesi ona istidraçtır, Müslümana tathîrdir.

-Şu âlemin ihtilâli nedir?

-Sa'yin sermaye ile mücadelesidir.

-Acaba ikisini barıştırmak çaresi yok mudur?

Evet vücûb-u zekat, hurmet-i riba, karz-ı hasen şerait-i sulhiyedir. Şu riba taşını altından çeksen, şu zâlim medeniyet kasrı çökecektir.

Yükleniyor...