bakıyorlar. Biz ise evliyaya mânâ-yı harfiyle, yani âyine güneşin ziyasını neşrettiği gibi, birer ma'kes-i tecellî nazarıyla bakıyoruz.

{ (*) Nakşibendî rabıtası bu sırra bina edilmiştir. -Müellif-}

Bu sırdandır ki; bizde sülûk tevazudan başlar, mahviyetten geçer, Fena fillah makamını görür. Gayr-ı mütenahî makamatta sülûke başlar. Ene ve nefs-i emmare kibriyle, gururuyla söner. Hakikî Hristiyanlık değil, belki tahrif ve felsefe ile sarsılmış Hristiyanda, "ene" levazımatıyla kuvvetleşir. Enesi kuvvetli, müteşahhıs, rütbeli, makam sahibi bir adam Hristiyan olsa, mütesallib olur. Fakat Müslüman olsa lâkayd olur.

* * *


ط

- Aşık-ı hakikî tarikde hata, ta'birde yanlış etse de, yine ma'şûk-u hakîkiye gider. Zîrâ aşk, cemâl-i cazibedâra müncezib bir cezbedir. Bazen netice hak ve mütehakkik; delil, vesile hatâ olabilir.

{ (*) Sual: Tarîkatlardaki muhtelif zikir ayinlerine ne dersin? Cevap: Ef'al ve harekata ibâdet nazarıyla bakılmamak.. hem vakâr-ı zikire münâfî olmamak.. hem şer'an menhî harekat bulunmamak şartıyla zararsızdır. Harekat, kasdî-i ihtiyarîden ziyade; incizabî, ızdırarî olmalı. Zira asl-ı ibadet, nefs-i zikirdir. Harekatın tayini "ayet" ihtiyara bırakmıştır. Şer'an tayin edilen ef'ale benzemez. Şer'î olan; ceviz-i hindiye benzer, kışrı da (lübb) tür. Tasavvufî olan; cevizimize benzer, kışrı yenilmez. -Müellif-}

Veli-yı ârif, tarîkte yanlış, surette hatâ etse, matlûb-u hakikiyi bulamaz. Zîrâ yol bozuksa, maksuda götüremez. Şart olmazsa, meşrut dahi hâsıl olmaz. Aşık-ı muhtî, binefsihi hâdî, ligayrihi müdilldir. Ârif-i muhtî, dâlldir. Guruh-u ârifinden bir kısmının idam ve idlâline sebeb olan işârat ve şatahât; âşıkîn kısmı tasrih ettiler, hürmete mazhar kaldılar. Mârifeti aşkına galip olan "Muhyiddin-i Arabî" işaret etti, kendini oklara hedef etti.. "Câmî-i Aşık" tasrih etti, hürmetle yaşadı. "İbn-ül Fârıd" Muhyiddin'den daha ileri gitti, ümmetin itabından ondan geri kaldı. Aşksız "İbn- Seb'în"in sözleri ilhad telakki edildi.

* * *


ط

- Kuvveden fiile geçmek olan faaliyetteki şedid ve mütenevvi lezzet, tegayyür-ü âlemin mayesi ve kanun-u tekâmülün nüvesidir. Zindandan

Yükleniyor...