Hem sebeb-i tehzibi olan evamir-i imtisâli, nevâhî-i içtinabı sebebiyle elmaslaşmış Ebubekir-i nâmdâr, hem de o Sahib-i Gâr.

...O Sıddîk-ı Sâdıkın, o ruh-u musaffası, onun aksiyle fahimleşmiş ... Ebu Cehil'in zulmettar.

Ruhundan temeyyüz, teâli edemezdi. Biri, zulmet-i yelda; biri, bir necm-i zehra; biri, bir semm-i murdar; biri, bir sırr-ı serdar.

...Bu sırr sebep olmuştur; teklifte nazariyyet, telakkide meşakkat, cihâd ve musabakat, ...Nûr içinde bir nâr.

O nâr ise hem tehzib, hem tezhib ve tasaffi, ervah-ı âliyeyi, ervah-ı sâfileden. Dâne oldu bir şecer, şecer oldu meyvedar.

* * *


Bâzan Zaaf Zâlim Olur

Yeis ile su-i zandan, zaaf-ı kalb neşet eder. Öyle adam görüyor; zâlimin darbeleri, bir mazlûmu dövüyor,

elim darbe iniyor. O mazlumun âlâmı, tabiî aksediyor, o zaifin kalbine, teellümat veriyor.

Teellümat incitir, za'fı tahammül etmez. Ondan kurtulmak ister, rahat-ı kalbi için, mazlumun istihkakı, darbe arzu ediyor.

Hem bahane buluyor, belki der müstehaktır. Madem o sefil, güneş ona vermiyor, neden gölge ediyor.

Mânen zâlim oluyor, zulme yardım ediyor. Bir kaplan parçalıyor, bir biçare adamı, zafından kaçamıyor.

Felaketin sebebi, canavarda vahşettir. Biçarenin zaafıysa, ona bir bahanedir. Vahşet cinayetiyle, zaifi mahkum ediyor.

Ademin günahıyla, vücûd mahkûm oluyor.

* * *


Hırs Sebeb-i Haybettir

Hırs haybeti getirir, acûliyet hüsranı. Zîrâ ki fıtratta var, müretteb basamaklar. Müselsel terettübe, tatbik-i hareketi

Etmediğinden haris, ağleb muvaffak olmaz. Tatbik etse de onun, bir tertib-i ca'lîsi, hem bir süllem-i himmeti,

Yükleniyor...