İşte ey birader! Şu zatlar ile müşavere et! Sonra da müfettişlik sıfatıyla nefsini tecrid et, hayalat-ı muhitiye ve evham-ı zamaniyenin elbiselerini çıkart, çıplak ol! Bahr-ı bîkeran-ı zamana şu asrın sahilinden içine gir, tâ asr-ı saadet olan adaya çık! İşte herşeyden evvel senin nazarına çarpacak ve tecellî edecek şudur ki; vahîd ve nâsırı yok, saltanatı mefkud, tek bir şahıs; umum âleme karşı mübareze eder. Ve küre-i zeminden daha büyük bir hakikatı omuzuna almış. Ve bütün nev-i beşerin saadetini tekeffül eden bir Şeriatı; -ki o şeriat, fünûn-u hakikiye ve ulûm-u İlâhiyenin zübdesi olarak- isti'dad-ı beşerin nümüvvü derecesinde tevessu' edip iki âlemde semere vererek, ahvâl-i beşeri gûya bir meclis-i vahid, bir zaman-ı vahidin ehli gibi tanzim eden öyle bir adaleti te'sis eder ki; eğer o Şeriatın nevâmisinden sual edersen:
"Nereden geliyorsunuz? Ve nereye gideceksiniz?"
Sana şöyle cevap verecekler ki:
"Biz Kelâm-ı Ezelîden gelmişiz. Nev-i beşerin selâmeti için ebedin yolunda refakat için ebede gideceğiz. Şu dünya-yı fâniyeyi kestikten sonra, bizim sûrî olan irtibatımız kesilir ise de, daima mâneviyatımız beşerin rehberi ve gıda-yı rûhanîsidir.
ŞERİATIN FERDE, NEV'E, MEDENİYETE KARŞI BİRKAÇ NÜKTESİ
Birinci Nükte:
Vicdanın anasır-ı erbaası ve ruhun dört havassı olan "İrade, Zihin, His, Latife-i Rabbâniye": Herbirinin bir gayat-ül gayatı var.
- İradenin ibadetullahtır.
- Zihnin mârifetullahtır.
- Hissin muhabbetullahtır.
- Latifenin müşahedatullahtır.
İbadet-i kâmile dördünü tazammun eder. Şeriat şunların i'tidal ve muvazenetlerini muhafaza ve gayat-ul gâyatına sevkettiği gibi, nefsin fıtraten serbest bırakılmış olan kuva-ı selâsesini ifrat ve tefritten kurtarıp hikmet, iffet, şecaâtı tazammun eden adalet noktasına sevkeder.
İkinci Nükte:
Ümmet, şeriata temessükü nisbetinde terakki ve tesahülü nispetinde tedennisi hakâik-i tarihiyedendir.
"Nereden geliyorsunuz? Ve nereye gideceksiniz?"
Sana şöyle cevap verecekler ki:
"Biz Kelâm-ı Ezelîden gelmişiz. Nev-i beşerin selâmeti için ebedin yolunda refakat için ebede gideceğiz. Şu dünya-yı fâniyeyi kestikten sonra, bizim sûrî olan irtibatımız kesilir ise de, daima mâneviyatımız beşerin rehberi ve gıda-yı rûhanîsidir.
ŞERİATIN FERDE, NEV'E, MEDENİYETE KARŞI BİRKAÇ NÜKTESİ
Birinci Nükte:
Vicdanın anasır-ı erbaası ve ruhun dört havassı olan "İrade, Zihin, His, Latife-i Rabbâniye": Herbirinin bir gayat-ül gayatı var.
- İradenin ibadetullahtır.
- Zihnin mârifetullahtır.
- Hissin muhabbetullahtır.
- Latifenin müşahedatullahtır.
İbadet-i kâmile dördünü tazammun eder. Şeriat şunların i'tidal ve muvazenetlerini muhafaza ve gayat-ul gâyatına sevkettiği gibi, nefsin fıtraten serbest bırakılmış olan kuva-ı selâsesini ifrat ve tefritten kurtarıp hikmet, iffet, şecaâtı tazammun eden adalet noktasına sevkeder.
İkinci Nükte:
Ümmet, şeriata temessükü nisbetinde terakki ve tesahülü nispetinde tedennisi hakâik-i tarihiyedendir.
Yükleniyor...