Lakaydlıkla hariçte sayılmış olan zatta; tevsi' meyli, meyl-i tahribtir. Fırtına, zelzeleli olmuş böyle zamanı;

İçtihad kapısını açmak değil, belki pencerelerin dahi kapatması lazımdır. Laubali, lâkaydlar her bir zaman ve âni

Okşanılmaz ruhsatla, şiddeten ikaz olur terhib ve azîmetle.

* * *


Tasarruf-u Kudretin Vüs'ati, Vesait ve Muinleri Reddeder

O Kadîr-i Zülcelal; tasarruf-u kudreti, tevessü-ü tesiri noktasında oluyor şemsimiz zerre-misal

Nev'-i vâhidde olan tasarruf-u azîmi; mesafesi vasi'dir. İki zerre beyninde cazibeyi ele al,

Git de tâ Şemsüşşümus ve Kehkeşan beynindeki cazibenin yanında koy. Yükü bir kar danesi bir melek, şemsi ele almış bir şems-misal

Meleğin yanına getir. İğne kadar bir balığı, balina balığı da yanyana bırak. O Kadîr-i Ezelî-i Zülcelal

Tecellî-i vasii, asgardan tâ ekbere itkan-ı mükemmeli birden tasavvura al. Cazibe ve nevâmis, vesail-i pür-seyyal

Gibi örfî emirler; tecellî-i kudrete, tasarruf-u hikmete birer isim olması, odur yalnız meal.

Başka meali olmaz, beraber de bir düşün; bileceksin bizzarûre ki: Esbab-ı hakikî, vesait-i zî-misal.

Muinler, hem şerikler birer emr-i bâtıldır, birer hayal-i muhal, o kudret nazarında. Hayat vücûda kemâl,

Makamı büyük, mühimdir; buna binaen derim: Küremiz, âlemimiz neden muti', müsahhar olmasın hayvan-misal.

O Sultan-ı Ezel'in bu tarz hayvan tuyuru kesretle münteşirdir şu meydan-ı fezada, muhteşem ve pür-cemal.

Bostan-ı hilkatinde salmış da dönderiyor, onlardaki nağamat, bunlardaki harekât; tesbihattır o akval,

Yükleniyor...