Cebr Ve İ'tizalde Birer Dane-i Hakikat Bulunur
Ey talib-i hakikat! Mazîye, hem musibet; müstakbel ve masiyet ayrı görür şeriat.. Maziye, mesaibe nazar olur kadere.
Söz olur Cebriye. Müstakbel ve maâsi nazar olur teklife, söz olur İtizale. İtizal ile Cebr
Şurada barışırlar. Şu bâtıl mezheblerde birer dane-i hakikat mevcud münderiçtir; mahsus mahalli vardır; bâtıl olan ta'mimdir.
Acz ve Cez' Bîçarelerin Kârıdır
Ger istersen hayatı, çareleri bulunan şeyde acze yapışma.
Ger istersen rahatı, çaresi bulunmayan şeyde cez'a sarılma.
İp Üstünde Olan, Yerde Olanla Döğüşse Kaybeder
Gâvurlarla barışmak, zelillerin kârıdır.. Hayattaki yaralar, belki de iyileşir, İzzet-i İslamîde hem namus-u millîde yaraları
derindir. İp üstündeki canbaz, yerde olan adamla eğer döğüş isterse; yerde olan çekinmez, zîrâ canbaz hayatı
Hem muhteşem sanatı, mevazinle bağlıdır. Bir kere o bozulsa, seyreyle günbürtüyü... Yerdeki çıplak adam, olsa olsa değişir kıyam ile kuûdu.
Müphem Bir Hüküm, Küllî Bir Hüküm Değil
Nüsûs-u varidede; kaziye-yi mutlaka, bâzen telakki olur kaziyye-i külliye.. Vaktî, münteşire bazen telakki olur,
Kaziyye-i dâime.. Belki onun sıdkına, bazı ferd ve zamanın tahakkuku kâfidir. Meselâ denilir: "Bir saatlik nöbeti bir sene ibadettir."
Evet Eskişehir'in sırtında, İnönü'nün önünde.. Âyet işaret eder; bir masumu öldüren ger elinden gelirse, beşeri de öldürür.
Öyle zaman olur, kelime-i vâhide, bir orduyu batırır. Otuz milyonun mahvı bir gülle ile olmuştur.
Bâzan Küçük Bir Şey, Büyük Bir İş Yapar
Öyle şerait oluyor; tahtında az bir hareket, sahibini çıkarıyor tâ a'lâyı illiyyîn...
Yükleniyor...