olanlardan adem-i tahavvufu, "sıdkını" ve ciddiyetini gösteriyor. Hem de evamirinde hakikatın ruhuna olan isabeti, hakkiyetini gösterir.

Elhâsıl:

Hileyi ve adem-i vüsûku ve itmi'nansızlığı îmâ eden tahavvuf ve tereddüt ve telâş ve mübâlât gibi umurlardan müberra iken; bilâperva ve kuvvet-i itmi'nanla en hatarlı makamlarda olan hareketi ve nihayette olan "isabeti" ve iki alemde semere verecek olan zîhayat kaideleri harekâtıyla te'sis ettiğine binaen; herbir fiil ve herbir tavrının iki taraftan, yâni bidayet ve nihayetten ciddiyeti ve sıdkı nazar-ı ehl-i dikkate arz-ı didar ediyor. Bahusus mecmu-u harekâtının imtizacından ciddiyet, hakkiyyet şu'le-i cevvale gibi; ve in'ikasatından ve müvâzenatından sıdk ve isabet berk-i lâmi' gibi tezahür ve tecellî ediyor.

Şimdi mes'ele-yi âliye-i zâtiyyeyi temaşa ve ziyaret etmekten evvel, dört nükteyi bilmek lâzımdır.

Birincisi:

لَيْسَ الْكُحْلُ كَاالتَّكَحُّلِ

Kaidesine binaen, sun'î ve tasannu'î olan bir şey ne kadar mükemmel olsa da, tabiî yerini tutmadığından; hey'atının feletâtını, muzehrefiyetini îma edecektir.

İkincisi:

Ahlâk-ı âliyenin, hakikatın zeminiyle olan rabıta-i ittisalı ciddiyettir. Ve deveran-ı dem gibi hayatlarını idame eden ve imtizaclarından tevellüd eden haysiyete kuvvet veren ve hey'et-i mecmuasına intizam veren yalnız sıdktır.

Evet, şu râbıta olan sıdk ve ciddiyet kesildiği anda, o ahlâk-ı âliye kurur ve hebaen gidiyor.

Üçüncüsü:

Umur-u mütenasibede temâyül ve tecâzüb; ve eşya-yı mütezadda tenafür ve tedafü' kâide-i meşhûresi maddiyâtta nasıl cereyan ediyor, mâneviyât ve ahlâkta dahi cereyan eder.

Dördüncüsü:

لِلْكُلِّ حُكْمٌ لَيْسَ لِكُلٍّ

Mecmu'da bir kuvvet ve hasiyet var ki, eczada bulunmaz.

Şimdi gelelim maksada: İşte âsar ve siyer ve tarih-i hayatı, hatta a'danın şehâdetleriyle Zât-ı Peygamberde vücûdu muhakkak olan ahlâk-ı âliyenin kesret ve ihata ve tecemmu-u imtizacından tevellüd eden, izzet ve haysiyetten neş'et eden şeref ve vakar ve kibr-i nefs ile -melekler, şeytanların ihtilat ve istiraklarından tenezzühleri gibisırr-ı tezada binaen, o ahlâk-ı âliye dahi hile ve kizbden tereffu' ve tenezzüh ve teberi

Yükleniyor...