Birincisi:
Enbiya meclis-i samîsidir.
İkincisi:
Huluk-u azîm merkezi olan Zât-ı Nuranîsidir.
Üçüncüsü:
Zaman-ı mazîdir.
Dördüncüsü:
Asr-ı Saadettir.
Beşincisi: Başta Şeriat olarak zaman-ı müstakbeldir.
Altıncısı: Başta Kur'ân olarak mu'cizatıdır.
Öyle ise haber almak için bunlara birer birer müracaat edeceğiz.
Hatta eğer mu'cizatı noktasında mevcudatı istintak etsek, görecek ve işiteceğiz ki; âlem, enva' ve ecnasıyla O'nun Risaletine şehâdet ve mu'cizelerine delâlet ve hazine-i gaybdan getirdiği meta'-ı alîye dellâllık ediyor. Güya âleme teşrif ettiğinde, herbir nev' kendi lisan-ı mahsusuyla alkışladığı gibi; Sultan-ı Ezel, zemin ve âsumanın evtarını intak edip, herbir tel başka lisan ile mu'cizatının nağamatını inşâd etmekle o sada-yı şirin, bu kubbe-i mînada ilel-ebed tanînendaz etmiştir.
{(*) Şu müselsel beyan, mucizat-ı Ahmediyenin (A.S.M.) envaına işarettir. -Müellif-}
Güya âsuman, kendi mi'rac ve melek ve kamerin elsine-i semaviyesiyle risaletini tebrik ediyor.
Ve zemin, kendi hacer ve şecer ve hayvanın dilleriyle mu'cizelerine senâhan oluyor.
Ve cevv-i fezâ, kendi cinn ve bulutun işaratıyla nübüvvetine beşaret verir ve sâyebanlık ediyor.
Yükleniyor...