olamaz. Yanlışlık, tatbik-i nazariyat, mukteza-yı hâli düşünmemekten çıkar.
Ben ki ümmî ve bedevî bir Kürd'üm, böyle cerbezeli ve mugâlatalı ve ağrazlı muharrirlere nasihat ettim; demek cinayet işledim!..
ALTINCI CİNAYET:
Kaç defa büyük içtimalarda, heyecanları hissettim. Korktum ki, avam-ı nâs siyasete karışmakla asayişi ihlâl etsinler. Bir Kürd talebesinin lisanına yakışacak lafızlar ile heyecanı teskin ettim.
Ezcümle: Bayezid'de talebenin içtimaında ve Ayasofya mevlidinde ve Ferah Tiyatrosu'ndaki heyecana yetiştim. Bir derece heyecanı teskin eyledim. Yoksa bir fırtına daha olacaktı. Ben ki, bedevî bir adamım. Medenîlerin entrikalarını bildiğim halde işlerine karıştım. Demek cinayet ettim!..
YEDİNCİ CİNAYET:
İşittim; İttihad-ı Muhammedî (A.S.M.) namıyla bir cem'iyet teşekkül etmiş. Nihayet derecede korktum ki; bu ism-i mübarekin altında bazılarının bir yanlış hareketi vücûda gelsin. Sonra işittim: Bu ism-i mübareki bazı mübarek zevat, -Süheyl Paşa ve Şeyh Sadık gibi zâtlar- daha basit ve sırf ibadete ve Sünnet-i Seniyeye tebaiyete nakletmişler. Ve o cem'iyetten kat'-ı alâka ettiler ve siyasete karışmayacaklar! Lâkin tekrar korktum, dedim: Bu isim umumun hakkıdır, tahsis ve tahdid kabul etmez. Ben nasıl ki, dindar yedi cemiyete bir cihette mensubum. Zîrâ maksadlarını bir gördüm. Kezâlik o ism-i mübareke intisab ettim. Lâkin tarif ettiğim vecihle ki; işte bu tarifi ceridelerde neşretmiş idim. Benim murad ettiğim ve dahil olduğum İttihad-ı Muhammedînin (A.S.M.) tarifi budur ki:
Şark ve garba ve cenubdan şimale mümted bir silsile-i nûranî ile merbut bir dairedir. Dâhil olanlar, bu zamanda üçyüz milyondan ziyadedir. Bu ittihadın cihet-ül vahdeti ve irtibatı, tevhid-i İlahîdir. Ve peyman ve yemini, imandır. Müntesibleri, Kalû Belâ'dan dâhil umum mü'minlerdir. Defter-i esmaları da, Levh-i Mahfuz'dur. Bu ittihadın naşir-i efkârı, umum kütüb-ü İslâmiyedir. Ve yevmiye cerideleri de, i'lâ-i Kelimetullahı hedef-i maksad eden umum ceraid-i diniye.... Kulüp ve encümenleri, mesacid ve medaris ve zevâyadır... Merkezi de, Haremeyn-i Şerifeyn'dir. Böyle cem'iyetin reisi, Fahr-i Âlem'dir (A.S.M.). Ve mesleği, herkes kendi nefsiyle cihad-ekber, yani ahlâk-ı Ahmediye (A.S.M.) ile tahalluk ve Sünnet-i Nebeviyeyi ihya ve başkalara da muhabbet ve
Ben ki ümmî ve bedevî bir Kürd'üm, böyle cerbezeli ve mugâlatalı ve ağrazlı muharrirlere nasihat ettim; demek cinayet işledim!..
ALTINCI CİNAYET:
Kaç defa büyük içtimalarda, heyecanları hissettim. Korktum ki, avam-ı nâs siyasete karışmakla asayişi ihlâl etsinler. Bir Kürd talebesinin lisanına yakışacak lafızlar ile heyecanı teskin ettim.
Ezcümle: Bayezid'de talebenin içtimaında ve Ayasofya mevlidinde ve Ferah Tiyatrosu'ndaki heyecana yetiştim. Bir derece heyecanı teskin eyledim. Yoksa bir fırtına daha olacaktı. Ben ki, bedevî bir adamım. Medenîlerin entrikalarını bildiğim halde işlerine karıştım. Demek cinayet ettim!..
YEDİNCİ CİNAYET:
İşittim; İttihad-ı Muhammedî (A.S.M.) namıyla bir cem'iyet teşekkül etmiş. Nihayet derecede korktum ki; bu ism-i mübarekin altında bazılarının bir yanlış hareketi vücûda gelsin. Sonra işittim: Bu ism-i mübareki bazı mübarek zevat, -Süheyl Paşa ve Şeyh Sadık gibi zâtlar- daha basit ve sırf ibadete ve Sünnet-i Seniyeye tebaiyete nakletmişler. Ve o cem'iyetten kat'-ı alâka ettiler ve siyasete karışmayacaklar! Lâkin tekrar korktum, dedim: Bu isim umumun hakkıdır, tahsis ve tahdid kabul etmez. Ben nasıl ki, dindar yedi cemiyete bir cihette mensubum. Zîrâ maksadlarını bir gördüm. Kezâlik o ism-i mübareke intisab ettim. Lâkin tarif ettiğim vecihle ki; işte bu tarifi ceridelerde neşretmiş idim. Benim murad ettiğim ve dahil olduğum İttihad-ı Muhammedînin (A.S.M.) tarifi budur ki:
Şark ve garba ve cenubdan şimale mümted bir silsile-i nûranî ile merbut bir dairedir. Dâhil olanlar, bu zamanda üçyüz milyondan ziyadedir. Bu ittihadın cihet-ül vahdeti ve irtibatı, tevhid-i İlahîdir. Ve peyman ve yemini, imandır. Müntesibleri, Kalû Belâ'dan dâhil umum mü'minlerdir. Defter-i esmaları da, Levh-i Mahfuz'dur. Bu ittihadın naşir-i efkârı, umum kütüb-ü İslâmiyedir. Ve yevmiye cerideleri de, i'lâ-i Kelimetullahı hedef-i maksad eden umum ceraid-i diniye.... Kulüp ve encümenleri, mesacid ve medaris ve zevâyadır... Merkezi de, Haremeyn-i Şerifeyn'dir. Böyle cem'iyetin reisi, Fahr-i Âlem'dir (A.S.M.). Ve mesleği, herkes kendi nefsiyle cihad-ekber, yani ahlâk-ı Ahmediye (A.S.M.) ile tahalluk ve Sünnet-i Nebeviyeyi ihya ve başkalara da muhabbet ve
Yükleniyor...