mazhar eder, milletin bekasıyla ibka edecek. Siz daha me'yus olmayınız...
Bir ince tel gibi her tarafa heva ve hevesin tehyici ile çevrilmeğe müstaid olan rey'-i vâhid-i istibdadi; lâyetezelzel bir Timur direk gibi, lâyetefellel bir elmas kılınç gibi olan efkâr-ı ammeye tebdil eder. Siz de Sefîne-i Nûh gibi emniyet ediniz. Herkesi birer pâdişah hükmüne getiriyor. Siz de hürriyetperverlikle pâdişah olmağa gayret ediniz. Esas-ı insaniyet olan cüz-ü ihtiyari te'min eder, âzad eder. Siz de câmid olmaya razı olmayınız. Üçyüz milyondan zîyade ehl-i İslâmı bir aşîret gibi birbirine rabt eder. Siz de o rabıtayı muhafaza ediniz! Zîra meşveret perdeyi attı, milliyet göründü, harekete geldi... Milliyet içinde İslâmiyet ışıklandı, ihtizaza geldi. Zîrâ milliyetimizin ruhu İslâmiyettir. Hâkikî ve nisbî ve izafîden mürekkebdir. Başka millete benzemiyor.
S- İstibdâdın çirkinliğine, Meşrutiyetin bu derece iyiliğine delilin nedir?..
C- Siz avâm olduğunuzdan; hayalinizle tefekkür, gözünüzle taakkul ettiğinizden, temsil size bürhan-ı nazarîden daha ziyade mukni'dir.İşte ikisinin mahiyetlerini misâl ile tasvir edip göstereceğim.
İşte biliniz hükûmet, hekîm gibidir. Millet hastadır. Farz ediniz; ben şu çadırda oturmuş bir hekîmim. Şu etraftaki herbir köyde Allah etmesin birer ayrı hastalık var. Ben o hastalıkları teşhis etmemişim. Hem de ta'cizimi istemeyen müdahenecilerden, yalancılardan başka kimseyi görmemişim. Şu halde şu köylere tanımadığım bir hastalığa, görmediğim bir hastaya gönderdiğim reçetesiz, mizansız bir ilacı istimal eden, acaba şifa mı bulur? Veyahud ölür?..
Evet
مُوتُوا قَبْلَ اَنْ تَمُوتُوا
sırrına, şunun saye-i muzlimanesinde mazhar oldunuz.
İşte her köye böyle ilaç göndermek, hatta dâ-ûl cû' ile karın ağrısına mübtelâ olan emsâlinize hazım ilâcı hükmünde olan iâne toplamak; yâhud eşkiyalık ve husumet derdiyle mültehib bulunan o vücûda iltihabı tezyid eden "Hamîdîlik" icra etmek ve ilâ âhirihi.. Acaba tedavi mi? Yoksa tesmim midir, melek-ül mevte yardım etmek midir?..
Bir ince tel gibi her tarafa heva ve hevesin tehyici ile çevrilmeğe müstaid olan rey'-i vâhid-i istibdadi; lâyetezelzel bir Timur direk gibi, lâyetefellel bir elmas kılınç gibi olan efkâr-ı ammeye tebdil eder. Siz de Sefîne-i Nûh gibi emniyet ediniz. Herkesi birer pâdişah hükmüne getiriyor. Siz de hürriyetperverlikle pâdişah olmağa gayret ediniz. Esas-ı insaniyet olan cüz-ü ihtiyari te'min eder, âzad eder. Siz de câmid olmaya razı olmayınız. Üçyüz milyondan zîyade ehl-i İslâmı bir aşîret gibi birbirine rabt eder. Siz de o rabıtayı muhafaza ediniz! Zîra meşveret perdeyi attı, milliyet göründü, harekete geldi... Milliyet içinde İslâmiyet ışıklandı, ihtizaza geldi. Zîrâ milliyetimizin ruhu İslâmiyettir. Hâkikî ve nisbî ve izafîden mürekkebdir. Başka millete benzemiyor.
S- İstibdâdın çirkinliğine, Meşrutiyetin bu derece iyiliğine delilin nedir?..
C- Siz avâm olduğunuzdan; hayalinizle tefekkür, gözünüzle taakkul ettiğinizden, temsil size bürhan-ı nazarîden daha ziyade mukni'dir.İşte ikisinin mahiyetlerini misâl ile tasvir edip göstereceğim.
İşte biliniz hükûmet, hekîm gibidir. Millet hastadır. Farz ediniz; ben şu çadırda oturmuş bir hekîmim. Şu etraftaki herbir köyde Allah etmesin birer ayrı hastalık var. Ben o hastalıkları teşhis etmemişim. Hem de ta'cizimi istemeyen müdahenecilerden, yalancılardan başka kimseyi görmemişim. Şu halde şu köylere tanımadığım bir hastalığa, görmediğim bir hastaya gönderdiğim reçetesiz, mizansız bir ilacı istimal eden, acaba şifa mı bulur? Veyahud ölür?..
Evet
مُوتُوا قَبْلَ اَنْ تَمُوتُوا
sırrına, şunun saye-i muzlimanesinde mazhar oldunuz.
İşte her köye böyle ilaç göndermek, hatta dâ-ûl cû' ile karın ağrısına mübtelâ olan emsâlinize hazım ilâcı hükmünde olan iâne toplamak; yâhud eşkiyalık ve husumet derdiyle mültehib bulunan o vücûda iltihabı tezyid eden "Hamîdîlik" icra etmek ve ilâ âhirihi.. Acaba tedavi mi? Yoksa tesmim midir, melek-ül mevte yardım etmek midir?..
Yükleniyor...