S- Kaide-i suali sen göster!..

C- Meşrutiyet kanunu ile sual ediniz!.. Yâni içinizden bir iki zeki adamı intihab ediniz, tâ size vekil olarak müşteri olup sual etsin; siz de dinleyiniz! Onlar: "Peki, peki..."

S- İstibdad nedir? Meşrutiyet nedir?..

C- İstibdad tahakkümdür. Muamele-i keyfiyedir. Kuvvete istinad ile cebirdir. Rey'-i vahiddir. Sû-i istimalâta gayet müsaid bir zemindir. Zulmün temelidir. İnsaniyetin mahîsidir. Sefalet derelerinin esfel-i sâfilinine insanı tekerlendiren ve Âlem-i İslâmiyeti zillet ve sefalete düşürttüren ve ağraz ve husumeti uyandıran ve İslâmiyeti zehirlendiren; hatta herşeye sirayet ile zehirini atan, o derece ihtilafatı beyn-el İslâm îkâ' edip (Mu'tezile, Cebrî, Mürcie) gibi dalâlet fırkalarını tevlid eden istibdaddır.

Evet taklîdin pederi ve istibdad-ı siyasînin veledi olan istibdad-ı ilmîdir ki, Cebriye, Râfiza, Mu'tezile gibi İslâmiyeti müşevveş eden fırkaları tevlid etmiştir.

S- İstibdad bu derece bir semm-i kâtil olduğunu bilmezdik. Lehülhamd parçalandı. Onu esasıyla tedavî edecek olan tiryak-ı meşrûtiyeti bize tarif et!..

C- Bâzı memurların ef'ali adem-i ülfetten dolayı size yanlış ders gösterdiği ve şiddetten neş'et eden müşevveşiyetle hâl-i hâzırdan fehmettiğiniz Meşrûtiyeti tefsir etmeyeceğim... Belki hükûmetin hedef-i maksadı olan Meşrutiyet-i meşru'ayı beyan edeceğim:

İşte Meşrutiyet;

وَشَاوِرْهُمْ فِى الْاَمْرِ ٭ وَاَمْرُهُمْ شُورٰى بَيْنَهُمْ

âyet-i kerîmelerinin tecellîsidir. Ve meşveret-i şer'iyyedir. O vücûd-u nûranînin kuvvete bedel, hayatı haktır. Kalbi, mârifettir. Lisanı, muhabbettir. Aklı, kanundur, şahıs değildir.

Evet, Meşrutiyet; hâkimiyet-i millettir. Siz dahi hâkim oldunuz. Umum akvamın sebeb-i saadetidir. Siz de saadete gideceksiniz. Bütün eşvâk ve hissiyat-ı âliyeyi uyandırır. Uyku bes... Siz de uyanınız!.. İnsanı hayvanlıktan kurtarır. Siz de tam insan olunuz. İslâmiyetin bahtını, Asya'nın tâli'ini açacaktır. Size müjde! Bizim devleti ömr-ü ebediyeye


Yükleniyor...