ıtlakına şâyan olan o ateşi söndürmek için zülâl-i visali celbeden tavsif-i bil-fezail ile arz-ı hacet ederler.

İşte bak, kaç tabakatta bildiğin mânâdan başka ne kadar maânî başlarını çıkarıp görünüyor.

Eğer korkmuyorsan; İbn-ül Farıd'ın veya Ebu Tayyib'in gözlerinden müdhiş olan vicdanlarına bak! Ve vicdanın tercümanı olan

غَرَسْتُ بِاللَّحْظِ وَرْدًا فَوْقَ وَجْنَتِهَا حَقٌّ لِطَرْف۪ى اَنْ يَجْنِىَ الَّذ۪ى غَرَسَا

Hem de

فَلِلْعَيْنِ وَالْاَحْشَٓاءِ اَوَّلَ هَلْ اَتٰى تَلَاعَٓائِدِىَ اْلاٰس۪ى وَ ثَالِثَ تَبَّتِ

Hem de

صَدٌّ حَمَا ظَمَٓائ۪ى لُمَاكَ لِمَاذَا وَ هَوَاكَ قَلْب۪ى صَارَ مِنْهُ جُذَاذًا

Hem de

حُشَاىَ عَلٰى جَمْرٍ ذَكِىٍّ مِنَ الْغَضَا وَ عَيْنَاىَ ف۪ى رَوْضٍ مِنَ الْحُسْنِ تَرْتَعُ

gör ve dinle ki, çendan gözleri Cennet'te tenezzüh eder. Fakat vicdanlarındaki Cehennem tazib eder.

Öyle de: Mehasinine işaret ve istiğnasına remz ve teellüm-ü firaka îma ve şevke tasrih ve taleb-i visale telvih ve terahhumunu celbeden hüsnüne tansis etmekle beraber, hissiyatını tahrik eden heyet-i etvarıyla çok hayalât-ı rakikayı göstermişlerdir.

İşaret:

Nasıl bir hükûmetin intizamında, her memura isti'dadı nisbetinde, vazife derecesinde, hizmet miktarınca ücret vermek lâzımdır.

Öyle de: Böyle meratib-i mütefaviteden ihtilat eden mânâlar ise, garaz-ı küllî olan mesûk-un lehül-kelâmın merkezine kurbiyet nisbetinde ve maksuda hizmet derecesinde herbirine inâyet ve ihtimamda hisse ve nasiblerini taksim-i âdil ile tefrik etmek gerektir. Tâ ki, o muadeletle intizam ve o intizamdan tenasüb ve o tenasübden hüsn-ü vifak ve o hüsn-ü vifaktan hüsn-ü muaşeret ve o hüsn-ü muaşeretten kelâmın kemâline bir mizan-üt ta'dil çıkabilsin. Yoksa vazifesi hizmetkârlık ve tabiatı çocukluk

Yükleniyor...