Tenbih:

Bu şiiri güzel gösteren içindeki hayalin hakikate bir derece müşabehetidir. Zîrâ yağmur gecikse sonra gelse, toprak vız vız gibi bir savtı çıkartarak suyunu çeker. Bu hali gören geçliğine ve şiddet-i ihtiyacına intikal ettiğinden, meşhur deveranın sırrıyla ve tevehhümün tasarrufatıyla bir muaşaka ve mükâleme suretine ifrağ eder.

İşaret:

Herbir hayalde bu "çiznök"

{(*) Kürtçe olup dâne, habbe veya nümûne mânâsında kullanılır. -Naşir-}

gibi bir dane-i hakikat bulunmak şarttır...

* * *


ÜÇÜNCÜ MES'ELE

Kelâmın elbise-i fahiresi veyahut cemali ve sureti, üslûb iledir. Yani kalıb-ı kelâm iledir. Şöyle ki:

Ya dikkat-i nazar veya tevaggul veya mübaşeret veya san'atın telakkuhuyla hayalde tevellüd eden temayülatın hususiyatından teşekkül eden suretlerden terekküb eden istiare-i temsiliyenin parçaları telahuk ettiklerinden; tenevvür ve teşerrüb ve teşekkül eden üslûb, kelâmın kalıbı olduğu gibi, cemalin madeni ve hulel-i fahirenin destgâhıdır. Güya aklın borazanı denilmeye şâyan olan "irade" ses etmekle, kalbin karanlık köşelerinde yatan mânâlar çıplak, yalın ayak, baş açık olarak çıktıklarından mahall-i suver olan hayale girerler. O hazinet-ül hayalde buldukları sureti giyerler. En ekall bir yazmayı sarar, veya bir pabucu giyer, lâakal bir nişan ile çıkar. Hiç olmazsa bir düğme ile veya bir kelime ile kendinin nerede terbiye olduğunu gösterir.

Eğer bir kelâmın -fakat tabiattan çıkmış bir kelâmın- üslûbunda im'an-ı nazar edersen, kendi san'atı içinde işleyen mütekellimi o âyine-misal üslûbun içinde göreceksin. Hattâ nefsini nefesinden ve sesinden; mahiyetini nefesinden,

{(*) "Nefes"

نفث

Arapçada dil ucuyla telaffuz edilen peltek (s) iledir. Manası çok hafif üflemektir. -Naşir-}


üfürmesinden tevehhüm ve mizac ve san'atını kelâmıyla mümtezic tahayyül etsen, Hayaliyyûn mezhebinde muateb olmuyorsun.

Yükleniyor...