ONUNCU MUKADDEME

Bir kelâmda, her fehme gelen şeylerde mütekellim muahaze olunmaz.

Zira mesûkunlehul-kelâmdan başka mefhumlar, irade ile deruhde eder. İrade etmezse, itab olunmaz. Fakat garaz ve maksada mutlaka zâmindir. Fenn-i beyanda mukarrerdir:

Sıdk ve kizb, mütekellimin kasd ve garazının arkasında gidiyorlar. Demek maksud ve mesâk-ı kelâmda olan muahaze ve tenkid mütekellime aittir. Fakat kelâmın müstetbeâtı tabir olunan telvihât ve telmihatında ve suver-i maânî ve tarz-ı ifade ve maânî-i ûlâ tabir olunan vesail ve üslûb-ü garazında olan günah ve muahaze; mütekellimin zimmetinde değil, belki örfe ve kabul-ü umumiye aittir. Zîrâ tefhim için, kabul-ü umumiye ve örfe ihtiram olunur. Hem de eğer hikâyet ise, halel ve hata mahkiyyun anhüye aittir. Evet mütekellim suver ve müstetbeâtta muahaze olunmaz. Zîrâ onlara el atmak, semeratını almak için değildir. Belki daha yukarı makasıdın dallarına çıkmak içindir. Eğer istersen kinaî şeylere dikkat et.

Meselâ: "Filanın kılıncının bendi uzundur" ve "Ramadı çoktur" denildiği vakit, o adam uzun ve sahî olsa, ramad ve kılıncı hiç olmazsa da kelâm sadıktır. Eğer istersen misal ve müsül-ü faraziyeye dikkat et, göreceksin; iştihardan neş'et eden kıymet ve kuvvet ile müdavele-i efkâr ve akıllar arasında sefarete müstaid oluyorlar. Hattâ Mesnevî sahibi ve Sa'dî-i Şirazî gibi en doğru müellif ve en muhakkik hakîm, o müsül-ü faraziyeyi istihdam ve istimal etmelerinden, müşahhat görmemişlerdir. Eğer bu sır sana göründü ve ışıklandı; mumunu ondan yandır, kıssa ve hikâyetin köşelerine git. Zîrâ cüz'de cari olan, bâzan küllde dahi cari olabilir...

Tenbih:

Üçüncü Makale'de müşkilât ve müteşabihat-ı Kur'âniyeye dair bir kaide gelecektir. İktiza-i makam ile şimdilik bir nebzesini zikredeceğiz. Şöyle: Vakta ki, Kitab-ı Hakîm'den maksud-u ehemm, ekseriyeti teşkil eden cumhurun irşadı idi. Çünki havass, avamın mesleğinden istifade edebilirler. Fakat avam ise, havassa hitab olunan kelâmı hakkıyla fehmedemezler. Halbuki cumhur ise, ekseri avam.. ve avam ise, me'lufât ve mütehayyelatından tecerrüd edip hakikat-ı mahza ve mücerredat-ı

Yükleniyor...