وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِى الْاَرْضِ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ رِزْقُهَا

Rızk hayat kadar, kudret nazarında ehemmiyetlidir.

Kudret çıkarıyor, kader giydiriyor, inâyet besliyor. Kudret-i ezeliye dehşetli bir faaliyetle âlem-i kesifi, âlem-i latife kalb ve zerrat-ı kâinatı hayattan hissedar etmek için edna bir sebeb ile, bir bahane ile kemâl-i ehemmiyetle hayatı verdiği gibi; aynı derece-i ehemmiyetle (mebsûtan mütenasib), rızkı dahi ihzar ediyor.

Hayat, muhassal-ı mazbuttur, görünür. Rızık gayr-ı muhassal, tedricî münteşirdir, düşündürür. Bir nokta-i nazarda denilebilir: Açlıktan ölmek yoktur. Zîrâ şahm vesair surette iddihar olunan gıda bitmeden evvel ölüyor. Demek terk-i âdetten neş'et eden maraz öldürür, rızıksızlık değil...

* * *


وَ اِنَّ الدَّارَ اْلاٰخِرَةَ لَهِىَ الْحَيَوَانُ

{(*) Hayat-ı hakikiye ancak âlem-i âhiretin hayatıdır. Hem o âlem ayn-ı hayattır. Hiçbir zerresi mevat değildir. Demek dünyamız da bir hayvandır. -Müellif-}

Küremiz hayvana benziyor. Âsâr-ı hayatı gösteriyor.

Acaba yumurta kadar küçülse, bir nevi hayvan olmayacak mıdır? Veya bir mikrop, küre kadar büyüse, ona benzemiyecek midir?

Hayatı varsa ruhu da vardır. İnsan-ı ekber olan âlem, tazammun ettiği manzume-i kâinat o derece hassasiyet ve âsâr-ı hayat gösteriyor ki; bir ceseddeki a'za, ecza, zerrat izhar ettikleri tesanüd, tecazüb, teâvünden daha ziyade muntazam, muttarid, mükemmel âsârı gösteriyor.

Acaba âlem insan kadar küçülse, yıldızları zerrat ve cevahir-i ferde hükmüne geçse, o da bir hayvan-ı zîşuur olmayacak mıdır?!. Şu âyet dehşetli bir sırrı telvih eder; kesretin mebdei vahdettir, müntehası da vahdettir. Bu bir düstûr-u fıtrattır.

Kudret-i Ezelînin feyz-i tecellîsi ve eser-i ibda'ı olan kâinattaki kuvvetten umum zerrata, herbir zerreye birer zerre-i cazibe halk ve ihsan

Yükleniyor...