hayatlarıyla gösterdikleri tesbihat-ı hayatiye ve Sâni'lerine takdim ettikleri fıtrî hediyeler, ey Rabbim sana mahsustur. Ben dahi bütün onları tasavvurumla ve imanımla sana takdim ediyorum."
Evet nasılki Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
اَلتَّحِيَّاتُ
kelimesiyle, bütün zîhayatın ibadat-ı fıtriyelerini niyet edip takdim ediyor. Öyle de: Tahiyyatın hülâsası olan
اَلْمُبَارَكَاتُ
kelimesiyle de, bütün medar-ı bereket ve tebrik ve bârekâllah dediren ve "mübarek" denilen ve hayatın ve zîhayatın hülâsası olan mahluklar, hususan tohumların ve çekirdeklerin, danelerin, yumurtaların fıtrî mübarekiyetlerini ve bereketlerini ve ubudiyetlerini temsil ederek, o geniş mana ile söylüyor. Ve mübarekâtın hülâsası olan
اَلصَّلَوَاتُ
kelimesiyle de zîhayatın hülâsası olan bütün zîruhun ibadat-ı mahsusalarını tasavvur edip dergâh-ı İlahîye o ihatalı manasıyla arzediyor. Ve
اَلطَّيِّبَاتُ
kelimesiyle de, zîruhun hülâsaları olan kâmil insanların ve melaike-i mukarrebînin, salavatın hülâsası olan tayyibat ile nurani ve yüksek ibadetlerini irade ederek Mabuduna tahsis ve takdim eder.
Hem nasılki o gecede Cenab-ı Hak tarafından
اَلسَّلَامُ عَلَيْكَ يَٓا اَيُّهَا النَّبِىُّ
demesi, istikbalde yüzer milyon insanların her biri, her gün, hiç olmazsa on defa
اَلسَّلَامُ عَلَيْكَ يَٓا اَيُّهَا النَّبِىُّ
demelerini âmirane iş'ar eder. Ve o selâm-ı İlahî, o kelimeye geniş bir nur ve yüksek bir mana verir. Öyle de: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın, o selâma mukabil
Evet nasılki Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
اَلتَّحِيَّاتُ
kelimesiyle, bütün zîhayatın ibadat-ı fıtriyelerini niyet edip takdim ediyor. Öyle de: Tahiyyatın hülâsası olan
اَلْمُبَارَكَاتُ
kelimesiyle de, bütün medar-ı bereket ve tebrik ve bârekâllah dediren ve "mübarek" denilen ve hayatın ve zîhayatın hülâsası olan mahluklar, hususan tohumların ve çekirdeklerin, danelerin, yumurtaların fıtrî mübarekiyetlerini ve bereketlerini ve ubudiyetlerini temsil ederek, o geniş mana ile söylüyor. Ve mübarekâtın hülâsası olan
اَلصَّلَوَاتُ
kelimesiyle de zîhayatın hülâsası olan bütün zîruhun ibadat-ı mahsusalarını tasavvur edip dergâh-ı İlahîye o ihatalı manasıyla arzediyor. Ve
اَلطَّيِّبَاتُ
kelimesiyle de, zîruhun hülâsaları olan kâmil insanların ve melaike-i mukarrebînin, salavatın hülâsası olan tayyibat ile nurani ve yüksek ibadetlerini irade ederek Mabuduna tahsis ve takdim eder.
Hem nasılki o gecede Cenab-ı Hak tarafından
اَلسَّلَامُ عَلَيْكَ يَٓا اَيُّهَا النَّبِىُّ
demesi, istikbalde yüzer milyon insanların her biri, her gün, hiç olmazsa on defa
اَلسَّلَامُ عَلَيْكَ يَٓا اَيُّهَا النَّبِىُّ
demelerini âmirane iş'ar eder. Ve o selâm-ı İlahî, o kelimeye geniş bir nur ve yüksek bir mana verir. Öyle de: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın, o selâma mukabil
Yükleniyor...