Risale-i Nur hakkında şöyle diyor:

"Risale-i Nur, manevî hakikatları ve iman ilmini Avrupa'nın fen ilimleriyle mezcederek gayet kuvvetli bürhan ve hüccetlerle aklen ve mantıken isbat eder. Risale-i Nur, hal ve istikbalin, ilmî, imanî, aklî ve fikrî ihtiyaçlarına tam cevab verir bir kuvvet ve mahiyet ve hususiyettedir. Risale-i Nur'da başka eserlerden nakil yoktur, Kur'an'ın mu'cize-i maneviyesidir. Risale-i Nur, yüz manevî keşfiyatı hâvi ve tılsım-ı kâinatın muammasını keşif ve halleden bir keşşaftır. Risale-i Nur, yalnız bu vatan ve bu millet için değil, Âlem-i İslâm ve beşeriyet için yazılmıştır. Risale-i Nur, şu zamanın yaralarına en münasib bir ilâç, bir merhem ve zulümatın tehacümüne maruz heyet-i İslâmiyeye en nâfi' bir nur ve dalalet vâdilerinde hayrete düşenler için en doğru bir rehber olduğu yüzbinlerle kimseler tarafından tasdik edilen bir eser külliyatıdır."

Muhterem heyet-i hâkime!

Risale-i Nur'un gayet hârika bir cüz'ü olan "Âyet-ül Kübra" risalesinin beyanı vechiyle: Madem bin seneden beri iman ve Kur'an aleyhinde teraküm eden Avrupa feylesoflarının itirazları ve şübheleri yol bulup ehl-i imana hücum

Yükleniyor...