eşyanın içyüzünün şeffafiyeti gibi sırlardan dolayı; bir sinekle arzın ihyası, bir ağaç ile semavatın icadı, bir zerre ile güneşin yaratılışı Vâcib-ül Vücud'a nisbetle mütesavidir. Evet müsavat ve adem-i tefavütü göz ile görünür. Bak! Mahiyeti meçhul, mu'cizatıyla malûm olan kudret-i ezeliyenin, bilhâssa semerat ve sebzelerdeki nakışları, san'atları, esbaba havale edilirse, esbab altında ezilecektir.

Elhasıl:

Hayatî, vücudî, nuranî şeylerin icadında üç nokta var:

Birinci Nokta:

Kudretin umûr-u hasise ile zahiren mübaşereti görünmemek için perde olmak üzere esbab vaz'edilmiştir.

İkinci Nokta:

Hayat, vücud ve nurun, dışları gibi içleri de şeffaf olduğundan, kesif perdeler hükmünde olan esbab vaz'edilmemiştir. Yalnız pek ince, nazik perdeleri andıran vesait varsa da altında dest-i kudret görünür.

Üçüncü Nokta:

Kudret-i ezeliyenin tesirinde, tasniinde külfet yoktur. Evet bir incir çekirdeğinden koca bir incir ağacını ve ince bir sap ile koca bir kavunu bağlayıp çıkaran kudrete hiçbir şey ağır gelmez. Şöyle mu'cizatıyla malûm olan kudret sahibinin vücudu, zuhuru; kâinatın vücudundan, zuhurundan daha zahirdir. Çünki her bir masnu, kendi nefsine birkaç vecihle aynen delalet eder. Fakat Sâni'ine, hem aynen, hem aklen çok vecihler ile delaletleri vardır. Ve hangi bir masnuun vücudu esbabdan istenilirse, bütün esbab toplanıp birbirine yardımları olsa bile, o masnuun benzerini yapamazlar...

İ'lem Eyyühel-Aziz!

İnsanın akıl ve fikir meydanı öyle bir vüs'attedir ki, ihatası mümkün değildir; ve o kadar dardır ki, iğneye mahal olamaz. Evet bazan zerre içinde dönüyor, katre içerisinde yüzüyor, bir noktada hapsoluyor. Bazan de, âlemi bir karpuz gibi eline alır ve kâinatı misafireten getirir, akıl odasında misafir eder. Bazan de o kadar haddini tecavüz eder, yükseğe çıkar ki; Vâcib-ül Vücud'u görmeğe çalışır. Bazan da küçülür, zerreye benzer. Bazan da semavat kadar büyür. Bazan da bir katreye girer. Bazan da fıtrat ve hilkati içine alır...

İ'lem Eyyühel-Aziz!

Cenab-ı Hakk'ın insana verdiği nimetler, ister âfâkî olsun ister enfüsî olsun, bazı şerait altında insana gelip vusul buluyor. Meselâ: Ziya, hava, gıda, savt ve sadâ gibi nimetlerden

Yükleniyor...