MUKADDEME
1- LEM'ALAR
Tevhide dair olup Risale-i Nur'daki Yirmiikinci Söz'ün esası ve bir cihette Arabçasıdır. Ondört Lem'a ile tevhidin en ince hakikatlarını, en mufassal bir surette
وَ ف۪ى كُلِّ شَيْءٍ لَهُ اٰيَةٌ تَدُلُّ عَلٰى اَنَّهُ وَاحِدٌ
hakikatına mazhar edecek bir silsile-i delail ve şehadeti ibraz eden çok kıymetdar ve hava, su, ekmek gibi herkesin muhtaç olduğu bir risaledir.
Nur'un Mesnevîsinin başında derc edilen "Lâsiyyemalar", "Lem'alar", "Reşhalar" isimlerindeki üç risale, âhirdeki risaleler gibi müteferrik mes'elelerden bahis değildir. Aynı mevzu üzerinde gidiyorlar.
2- REŞHALAR
Bu Reşhalar risalesi, imanın en mühim üç erkânından nübüvvetin hakikatını ve nübüvvet-i Ahmediye'yi (A.S.M.) gayet kat'î ve parlak bürhanlarla isbat ediyor. Şems nasıl ziya vermemesi mümkün değildir. Aynen öyle de: Uluhiyet de risaletsiz mümkün olmadığını isbat ediyor. Ve nübüvvetin hakikatını güneş gibi gösteriyor. Kâinatı mücessem bir Kur'an-ı kebir olarak temsil edip, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm onun âyet-ül kübrası olduğunu, gözünde perde ve kalbinde pas olmayanlara irae ediyor.
Bu hârika risale "Onbir Reşha"dır. Onbirinci Reşha'da, yirmibir mu'cizat-ı Ahmediyeye (A.S.M.) işaret eden bir salavat-ı şerifeyi o Nebiyy-i Zîşan Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimize getiriyor.
Onbirinci Reşha'dan sonra uzun bir İ'lem'de, nübüvvet-i Ahmediyeye (A.S.M.) -başka bir tarzda- görülmemiş delilleri gösteriyor.
Bu risalenin Türkçesi, Risale-i Nur'daki Ondokuzuncu Söz'dedir.
Yükleniyor...