risalenin münderecatından şems gibi nurlu kamer gibi parlak bir misali şudur: Kur'an-ı Hakîm kâinattaki insana raci' ve menfaatli olan eşyayı ihtar için zikrediyor. Yoksa Kur'an-ı Hakîm'in o beyanatı yalnız o faidesine inhisar etmiyor. Çünki insan kendisiyle alâkası olan ve faidesi dokunan bir zerreye, kendisi ile alâkası olmayan bir şems'den ziyade ehemmiyet verir. Meselâ:
وَالْقَمَرَ قَدَّرْنَاهُ مَنَازِلَ ٭ لِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّن۪ينَ وَالْحِسَابَ
Yani, kamerin küre-i arz etrafında devrinin Cenab-ı Hak tarafından takdir edilmesinin pek çok hikmetlerinden bir hikmeti de beşerin günlerini, aylarını, senelerini hesab etmesi, bilmesidir. Yoksa kamerin takdiri, bizce çok lüzumlu bulunan bu faidesine inhisar etmez. Hâlık-ı Zülcelal'in esmasına âyinedarlık eden binler hikmetleri daha var.
Bu kıymetdar risalenin âhirinde, altı katrede İ'caz-ı Kur'anı hülâsa eden küçük fakat o nisbette şümullü bir risale vardır.
MU'CİZE-İ KÜBRADAN BİRKAÇ KATREYİ TAZAMMUN EDEN ONDÖRDÜNCÜ REŞHA
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın risaletinin hakkaniyetine bir delil de Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'dır... Kur'an-ı Hakîm'in kırka yakın vech-i i'cazı, Lemaat ve İşarat-ül İ'caz tefsirinde beyan edildiğinden onlara havale ederek Birinci Katre nihayet bulur.
İkinci Katre'de: Yirmibeşinci Söz'de zikredilen "Kur'an Nedir?" diye olan tarifin kısa bir Arabcası vardır.
Üçüncü Katre: Altı Noktadır. Üçüncü Noktasında: Nasılki insan muhtelif hacat-ı cismaniyeye muhtelif vakitlerde muhtaçtır... Meselâ: Havaya her an, hararete, suya her vakit, gıdaya her gün, ziyaya her hafta muhtaçtır. Öyle de hacat-ı maneviye-i insaniye de muhteliftir. Bir kısmına her an muhtaçtır. Lafzullah gibi. Bir kısmına her vakit muhtaçtır. Bismillah gibi. Bir kısmına her saat muhtaçtır. "Lâ İlahe İllallah" gibi. Ve hâkeza kıyas et.
Dördüncü Katre: Altı Nüktedir. Beşinci Nüktesinde çok âyet-i kerime bulunmasından; ve orası da izah makamı olmadığından Mu'cizat-ı Kur'aniyeye havale edilerek o nükte tayyedilmiştir. Bazan bir harf-i Kur'anîde, Kur'an'ın i'cazını isbat eden bu risale ve arkadaşları olan "İşarat-ül İ'caz" ve "Mu'cizat-ı Kur'aniye" risaleleri Kur'an-ı Hakîm'in birer elmas kılıncıdırlar.
Altıncı Katre: Belâgat-ı Kur'aniyenin bir sırrını keşfederek; ediblerin "Unzur ilâ men kâle" yani "Kim söylemiş" demelerine mukabil "Unzur ilâ men kâle ve limen kâle ve limâ kâle ve fimâ kâle"
وَالْقَمَرَ قَدَّرْنَاهُ مَنَازِلَ ٭ لِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّن۪ينَ وَالْحِسَابَ
Yani, kamerin küre-i arz etrafında devrinin Cenab-ı Hak tarafından takdir edilmesinin pek çok hikmetlerinden bir hikmeti de beşerin günlerini, aylarını, senelerini hesab etmesi, bilmesidir. Yoksa kamerin takdiri, bizce çok lüzumlu bulunan bu faidesine inhisar etmez. Hâlık-ı Zülcelal'in esmasına âyinedarlık eden binler hikmetleri daha var.
Bu kıymetdar risalenin âhirinde, altı katrede İ'caz-ı Kur'anı hülâsa eden küçük fakat o nisbette şümullü bir risale vardır.
MU'CİZE-İ KÜBRADAN BİRKAÇ KATREYİ TAZAMMUN EDEN ONDÖRDÜNCÜ REŞHA
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın risaletinin hakkaniyetine bir delil de Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'dır... Kur'an-ı Hakîm'in kırka yakın vech-i i'cazı, Lemaat ve İşarat-ül İ'caz tefsirinde beyan edildiğinden onlara havale ederek Birinci Katre nihayet bulur.
İkinci Katre'de: Yirmibeşinci Söz'de zikredilen "Kur'an Nedir?" diye olan tarifin kısa bir Arabcası vardır.
Üçüncü Katre: Altı Noktadır. Üçüncü Noktasında: Nasılki insan muhtelif hacat-ı cismaniyeye muhtelif vakitlerde muhtaçtır... Meselâ: Havaya her an, hararete, suya her vakit, gıdaya her gün, ziyaya her hafta muhtaçtır. Öyle de hacat-ı maneviye-i insaniye de muhteliftir. Bir kısmına her an muhtaçtır. Lafzullah gibi. Bir kısmına her vakit muhtaçtır. Bismillah gibi. Bir kısmına her saat muhtaçtır. "Lâ İlahe İllallah" gibi. Ve hâkeza kıyas et.
Dördüncü Katre: Altı Nüktedir. Beşinci Nüktesinde çok âyet-i kerime bulunmasından; ve orası da izah makamı olmadığından Mu'cizat-ı Kur'aniyeye havale edilerek o nükte tayyedilmiştir. Bazan bir harf-i Kur'anîde, Kur'an'ın i'cazını isbat eden bu risale ve arkadaşları olan "İşarat-ül İ'caz" ve "Mu'cizat-ı Kur'aniye" risaleleri Kur'an-ı Hakîm'in birer elmas kılıncıdırlar.
Altıncı Katre: Belâgat-ı Kur'aniyenin bir sırrını keşfederek; ediblerin "Unzur ilâ men kâle" yani "Kim söylemiş" demelerine mukabil "Unzur ilâ men kâle ve limen kâle ve limâ kâle ve fimâ kâle"
Yükleniyor...