hakkı dinlemek ve kabul etmek istidadında olmayanlara gösterilmemesini tavsiye ediyorum. Hem de "İşarat-ı Seb'a", "Hücumat-ı Sitte" gibi şimdilik havassa mahsustur.

ONDÖRDÜNCÜ LEM'A:

90

"İki Makam"dır.

BİRİNCİ MAKAM:

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'dan sorulmuş ki: "Arz ne üstünde duruyor?" Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş:

عَلَى الثَّوْرِ وَالْحُوتِ

Yani "Öküz ve balık üstünde duruyor." Şu hadîse dair çok münakaşat vardır. Coğrafyacılar, hâşâ bu hadîsi inkâr ediyorlar.

İşte bu hadîsin hakikî manasını üç vecihle, bu risalenin Birinci Makamı öyle bir tarzda beyan ediyor ki; münkirlerin zerre mikdar insafı varsa ve Coğrafyacıların hakka karşı zerre mikdar iz'anları bulunsa, bu hadîsi, bahir bir mu'cize-i Ahmediye (A.S.M.) sayacaklardır. Çünki o üç cevab hem hakikî ve kat'î, hem manidardırlar.

İKİNCİ MAKAM:

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

in en mühim beş-altı sırlarını tefsir ediyor. Ve

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Kur'anın bir hülâsası ve bir fihristesi ve miftahı olduğunu gösterdiği gibi; Arş'tan ferşe kadar uzanmış bir hatt-ı kudsî-i nuranî olmakla beraber, saadet-i ebediye kapısını açan bir anahtar ve her mübarek şeye feyiz ve bereket veren bir menba'-ı envâr olduğunu beyan eder. Bu İkinci Makam, en birinci risale olan "Birinci Söz"e bakar. Âdeta, Risale-i Nur eczaları bir daire hükmünde olup; müntehası ibtidasına

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

hatt-ı mübarekiyle ittihad ediyor. Ve bu makamda "Altı Sır" yerine

Yükleniyor...