لَقَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَز۪يزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَر۪يصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِن۪ينَ رَؤُفٌ رَح۪يمٌ ٭ فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِىَ اللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ ٭ قُلْ لَٓا اَسْئَلُكُمْ عَلَيْهِ اَجْرًا اِلَّا الْمَوَدَّةَ فِى الْقُرْبٰى

âyât-ı azîmenin çok hakaik-i azîmesinden iki büyük hakikatını "Dört Nükte" ile tefsir ediyor. Bu risale, Ehl-i Sünnet ve Cemaata, hem Alevîlere gayet kıymetdar ve menfaatdardır; hakikaten Minhac-üs Sünne'dir. Sünnet-i Seniyenin yolunu, o mes'elede tam beyan eder.

BEŞİNCİ LEM'A:

27

Te'lif edilmemiştir. Bak sahife 27'ye.

ALTINCI LEM'A:

27

Te'lif edilmemiştir. Bak sahife 27'ye.

YEDİNCİ LEM'A:

28

Sure-i Feth'in âhirinde

لَقَدْ صَدَقَ اللّٰهُ رَسُولَهُ الرُّؤْيَا بِالْحَقِّ لَتَدْخُلُنَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ

Yükleniyor...