bir surette bir irade ve ihtiyar ve kasd ve meşiet iktiza eder. İradesiz bir cilve, ihtiyarsız bir tezahür olamaz. Evet tavusun mahiyeti güzel ve yüksektir. Fakat onun mahiyeti fâil olamaz, belki münfaildir. Fâili ile hiçbir cihetle ittihad edemez. Ruhu güzel ve âlîdir, fakat mûcid ve mutasarrıf değil, belki ancak mazhar ve medardır. Çünki herbir tüyünde bilbedahe nihayetsiz bir hikmetle bir san'at ve nihayetsiz bir kudretle bir nakş-ı zînet görünüyor. Bu ise iradesiz, ihtiyarsız olamaz.

Bu kemal-i kudret içinde kemal-i hikmeti ve kemal-i hikmet içinde kemal-i rububiyeti ve merhameti gösteren san'atlar; cilve milve işi değil. Bu yaldızlı defteri yazan kâtib içinde olamaz, onunla ittihad edemez. Belki yalnız o defter, o kâtibin yazı kaleminin ucu ile teması var; öyle ise o kâinat denilen misalî tavusun hârikulâde zînetleri, tavus Hâlıkının yaldızlı bir mektubudur.

Yükleniyor...