cürüm ve cinayetle lekedar olduğu apaçık görülmektedir. Ehl-i fazl u kemal seni tam ve kâmil görür. Seni şaibe-i ayb ve kusurdan tenzih eder.

Sen en sadık ve en mahir doktorların bile hâlâ teşhis ve tedavi edemedikleri en mühim kalb ve kafa ve ruh hastalıklarını, nurunla müşahede ve muayene edip ve en lüzumlu şifa ve devayı bulup, ruhî ve manevî derdlere, düşmüşlere sunuyor, akıl ve idrak gözlerini açıyor. Ve en kısa bir zamanda zavallıları kurtarıyorsun. Sen en hikmetli ve tılsımlı, nazlı ve niyazlı, manidar ve münif ve müessir ve müsmir, matlub ve mahbub bir vird olmağa lâyık ve sezâsın. Seni sevip yazanlara ve okuyup kafasına katanlara, sen rahmetler ve bereketler saçıp, hârika kerametler gösteriyorsun. Ve bazan has ve hâlis talebelerini, evliya ve asfiya nişanlarıyla taltif ve tezyin ediyorsun. Hasmına karşı da çok amansız davranıp îcabında onları susturuyor, vakit vakit kâh hususî ve kâh umumî tokat ve silleler vuruyorsun. Sana ilişildiği zaman anasır hiddet ederek bazan yeller ve seller halinde ve bazan yıldırımlar ve şimşekler şeklinde ve bazan şiddetli yangın ve zelzeleler suretinde tokatlar vurduğundan sen koşup geldiğinde mecruh ve mevtaları, şehid

Yükleniyor...