Hüsrev, Hâfız Ali ile beraber konuşmak, acaba size de bir taarruz var mı diye sormak istedim. Ve lisanla bağırdım, geldim. Birden Emin kapıyı açtı, dördünüzün mübarek mektublarınızı verdi. Her ikimiz bu ikram ve taharrideki keramet-i hıfzıyeyi ve Hüsrev'in hilaf-ı me'mul öyle bir istida, öyle bir netice vermesindeki inayet-i Rabbaniyeye aynı zamanda muvafık gördük ve Risalet-ün Nur her vakit inayete mazhardır diye şükrettik.

Aziz Kardeşlerim! Fihrist bakiyyesinin te'lifi size havale edilmişti, taksim-ül a'mal tarzında yapsanız iyi olur.

Mâşâallah, bârekâllah, kalemlerinizin mükemmel çalışmaları devam etmekle beraber tezayüd etmeleri ve hususan Sav'da birden çoğalması... Hacı Hâfız'a ve köyüne bin bârekâllah, bizi fevkalâde mesrur etti. Ve Hüsrev'in tevafuklu yazıları, hususan yaldızlı Mu'cizat-ı Ahmediye (A.S.M.) nüshası ve Büyük ve Küçük Ali'lerin risaleleri buralarda tatlı hem çok fütuhatı var. İnşâallah o mübarek kalemlerin daha çok fütuhatı olacak ve göreceğiz.

* * *


Aziz, kıymetdar, sadık ve sebatkâr kardeşlerim!

Fihriste'yi taksim-ül a'mal tarzında mütesanid heyetinizin şahs-ı manevîsine tevdiiniz çok güzeldir. Tam ve daimî bir üstad buldunuz. O manevî üstad, bu âciz kardeşinizden çok yüksektir; daha bana ihtiyaç bırakmıyor.

Sabri kardeş! Senin rü'yan mübarektir ve manidardır. İnşâallah zaman onu tabir edecek.

Kardeşlerim! Sizin hatırınız ve askerliğiniz endişesi için hâdisat-ı zamana baktım; kalbime böyle geldi: Menfî esasata bina edilen ve Karun gibi

اِنَّمَٓا اُوت۪يتُهُ عَلٰى عِلْمٍ

deyip, ihsan-ı Rabbanî olduğunu bilmeyip şükretmeyen ve maddiyyun fikriyle şirke düşen ve seyyiatı hasenatına galib gelen şu medeniyet-i Avrupaiye öyle bir semavî tokat yedi ki; yüzer senelik terakkisinin mahsulünü yaktı, tahrib edip yangına verdi.

Yükleniyor...