مِنْ رَبِّهِمْ

: O temsilin, Rablarından nâzil olduğunu ifade eden bu kayıd, onlar itirazlarına hedef ittihaz ettikleri, o temsilin nüzulü olduğuna işarettir.

وَ اَمَّا الَّذ۪ينَ كَفَرُوا

: Bu

اَمَّا

evvelki

اَمَّا

gibi mâkabllerindeki icmali tafsil etmekle, tahkik ve te'kidi ifade ediyor.

اَلَّذ۪ينَ كَفَرُوا

nun

اَلْكَافِرُونَ

kelimesine tercihan zikredilmesi, onların bu inkârı, kalblerinde rüsuh peyda eden küfürden neş'et ettiğine ve onun için onları yine küfre götürdüğüne işarettir.

Evvelki cümledeki

يَعْلَمُونَ

nin mutabakatı için burada

فَلَا يَعْلَمُونَ

denmesi münasib iken, onun yerine zikredilen

فَيَقُولُونَ

îcaz ve ihtisar için mukadder olan hallerden kinayedir. Takdir-i kelâm: "Küfrü olan adam, hakikatı bilmez, tereddüde düşer, inkâra girer, istifham şeklinde istihkar eder, hakir görür." Ve keza kendileri dalalette oldukları gibi, ağızlarıyla halkı da dalalete sürüklediklerine işarettir.

يُضِلُّ بِه۪ كَث۪يرًا وَ يَهْد۪ى بِه۪ كَث۪يرًا

: Bu cümleden evvelki cümlede

اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا

mukaddem olduğuna nazaran, burada ona münasib olan

يَهْد۪ى بِه۪

nin takdimi lâzım iken,

يُضِلُّ بِه۪

takdim edilmiştir. Çünki bu kelâmdan maksad, inkâr edenlerin itirazlarını reddetmektir. Buna binaen

يُضِلُّ بِه۪

kesb-i ehemmiyet ettiğinden, takdim hakkını kazanmıştır.

S- Dalalet yerine

يُضِلُّ

, hidayet yerine

يَهْد۪ى

yani masdardan fiile olan udûlden maksad nedir?

C- Fiil-i muzari teceddüd ve istimrara delalet ettiğinden; yirmiüç

Yükleniyor...