sene devam eden nüzul-ü Kur'anın parça parça teceddüdü nisbetinde, onların zulmet-i küfriyelerine kat kat zulmetlerin ilâvesine sebebiyet verdiğine, mü'minlerin de nüzulün teceddüdü nisbetinde nur-u imanlarının derece derece yükselmesine bâis olduğuna işarettir. Ve keza bu cümle

مَاذَٓا اَرَادَ اللّٰهُ

ilââhirihi cümlesiyle işaret edilen istifhama cevab olduğu için, her iki fırkanın vaziyetlerini beyan etmek îcab etmiştir. Ve bu îcaba binaen, masdara tercihan fiil zikredilmiştir. Yani bir fırkanın vaziyeti dalalet, ötekisinin de hidayettir.

كَث۪يرًا

: Evvelki

كَث۪يرًا

den kemmiyet ve adedce çokluk irade edilmiştir. İkinci

كَث۪يرًا

den keyfiyet ve kıymetçe çokluk kasdedilmiştir. Ve aynı zamanda, Kur'anın nev'-i beşere rahmet olduğunun sırrına işarettir. Evet insanların az bir kısmının fazilet ve hidayetlerini çok görmek ve göstermek, Kur'anın beşere karşı merhametli ve lütufkâr olduğunu gösterir. Ve keza bir fazilet sahibi, bin faziletsize mukabildir. Bu itibarla fazileti taşıyan az olsa da, çok görünür.

وَمَا يُضِلُّ بِه۪ٓ اِلَّا الْفَاسِق۪ينَ

: Evvelki cümlede mutlak ve mübhem olarak zikredilen

كَث۪يرًا

den hasıl olan vesveseleri, korkuları, tereddüdleri bu cümle ile şöyle def'etmiştir ki: Dalalete gidenler, fâsıklardır. Dalaletlerinin menşei de fısktır. Fıskın sebebi ise, kesbleridir. Suç onlarda olup, Kur'anda değildir. Dalaleti halketmek, yaptıklarının cezası içindir.

Yine bilinmesi lâzımdır ki; bu cümlelerin herbirisi mâkablini şerh ve beyan eder; mâba'di de onu tefsir eder. Demek her cümle, mâkabline delil, mâba'dine neticedir. İki silsile ile bunu izah edeceğiz:

1- Allah, o temsilden hayâ etmez. Çünki o temsili terketmez. Hem o temsil, beligdir. Hem o temsil haktır. Hem o temsil, Allah'ın kelâmıdır. Bunu da, mü'min olan kimseler bilir.

2- Allah münkirlerin dedikleri gibi, o temsilden hayâ etmez. O münkirler, "O temsilin terki lâzımdır" diyorlar. Zira o temsilin hikmetini bilmezler, hem "Bunda ne faide var" derler. Hem inkâr ediyorlar, zira hakir görüyorlar. Hem işitmeleriyle dalalete girdiler, zira Kur'an onları dalalete attı. Hem onlar fıskla kabuklarından çıktılar, hem Allah'a

Yükleniyor...