İşte böyle çok yüksek ve saadetli bir neticenin, vatan ve milletin selâmeti namına ne kadar elzem ve tebrike lâyık olduğu aşikârdır. Hâl böyle iken, hakikatın tam aksine ağır ittiham ve iftiralar; bu saadet yolcuları için aslâ bir noksanlık ve zaîflik değil ve ruhlarına fütur vermek değil, bilakis rıza-yı İlahînin parıldayıp dalgalanmasına, kalblere, vicdanlara ebediyet ve sermediyet âleminin nur ve feyzinin celbine daha ziyade vesile oluyor diyerek, o musibetleri sabırla karşılıyorlar.

İşte ruhunda bu nokta-i istinadı bulan için, farazâ dünya bomba olup patlasa, hakdan yüz çevirmek ve geri dönmek hususunda o mü'min için bir mana ifade eder mi? Elbette etmez. "Hasbünallahü ve ni'mel vekil" bütün tehlikelere karşı etrafımızda çevrilmiş muhkem bir surdur diye mukabele eder. Ve şübhesiz Kur'anın kal'ası çok sağlam ve metindir... Nitekim Hazret-i Üstad der:

"Elde Kur'an gibi bir mu'cize-i bâki varken, başka bürhan aramak aklıma zâid görünür.

Elde Kur'an gibi bir bürhan-ı hakikat varken, münkirleri ilzam için gönlüme sıklet mi gelir?"

Yükleniyor...