olan secaya-yı sâmiye ve ahlâk-ı âliye ve muamelât-ı galiyeye o mezkûr kayıdlar ve sıfatlarla işaret ediyor.

O kayıdlarla diyor ki: Sahabelerin halka karşı vaziyetleri: Düşmanlarına şediddirler ve dostlarına ve mü'minlere rahîmdirler. Cenab-ı Hakk'a karşı rüku' ve secdede kemal-i itaattadırlar. Her işlerinde Cenab-ı Hakk'ın rıza ve fazlını kasdederek kemal-i ihlastadırlar. Hem Sahabelerin ilimde ve amelde ve siyasette ve askerlikte gösterdikleri fevkalâde metanet ve terakki ve sebat ve tefevvuku, maziden Tevrat ve İncil'i işhad ederek mu'cizane ve müstakbelden ibadet ve cihad vazifesinde hârikulâde hareketleri ihbar ederek mu'cizane mazi ve müstakbelde iki ihbar-ı gaybiye ile Sahabelerin i'cazkâr ahvalini haber vermekle, şu âyette bir lem'a-yı i'cazı gösterir ve âyetin daha başka çok işaretleri vardır. İzahı uzun olduğundan ve ihatamız nâkıs ve elimiz kısa bulunduğundan kısa kestik.

İşte madem şu âyet hem cümleleri, hem kelimeleri, hem hurufatıyla ayrı ayrı vazifeleri gördükleri halde, mana-yı maksudun etrafında toplanıp ona bakıyorlar. Acaba bilmediğimiz ve beyan etmediğimiz, şu âyetin daha çok esrar-ı acibeyi câmi' olduğu anlaşılmaz mı?

ALTINCI KÜÇÜK BİR MES'ELE:

Otuzüç aded Sözler'in ve otuzüç aded Mektublar'ın mecmuuna Risalet-ün Nur namı verilmesinin sırrı şudur ki: Bütün hayatımda Nur kelimesi her yerde bana rastgelmiştir. Ezcümle karyem Nurs'tur, merhume vâlidemin ismi Nuriye'dir, Nakşî üstadım Seyyid Nur Muhammed'dir, Kadirî üstadım Nureddin. Kur'an üstadlarımdan Nuri, talebelerimden benimle en ziyade alâkadarı Nur isimli bulunanlardır. Kitablarımı en ziyade izah ve tenvir eden Nur misalidir. Kur'an-ı Hakîm'deki en evvel aklıma, kalbime parlayan ve fikrimi meşgul eden

اَللّٰهُ نُورُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ مَثَلُ نُورِه۪ كَمِشْكٰوةٍ

âyetidir. Hem hakaik-i İlahiyede müşkilâtımın ekserîsini halleden esma-i hüsnadan Nur ism-i nuranisidir. Hem Kur'an'a şiddet-i sevk ve inhisar-ı hizmetim için hususî imamım Zinnureyn'dir.

اَللّٰهُمَّ يَا نُورَ النُّورِ ٭ وَيَا مُنَوِّرَ النُّورِ ٭ وَيَا مُصَوِّرَ النُّورِ ٭ وَيَا مُقَدِّرَ النُّورِ ٭


Yükleniyor...