وَيَا مُدَبِّرَ النُّورِ ٭ وَيَا خَالِقَ النُّورِ ٭ وَيَا نُورًا قَبْلَ كُلِّ نُورٍ ٭ وَيَا نُورًا بَعْدَ كُلِّ نُورٍ ٭ وَيَا نُورًا فَوْقَ كُلِّ نُورٍ ٭ وَيَا نُورًا لَيْسَ مِثْلَهُ نُورٌ ٭ سُبْحَانَكَ يَا لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اَنْتَ الْاَمَانُ الْاَمَانُ اَجِرْنَا ﴿وَ عَل۪ى﴾ مِنَ النَّارِ وَ اَدْخِلْنَا ﴿وَ اَدْخِلْ عَل۪ى﴾ الْجَنَّةَ مَعَ الْاَبْرَارِ وَ نَوِّرْ قُلُوبَنَا وَ قَلْبَهُ وَ قُبُورَنَا وَ قَبْرَهُ بِاَنْوَارِ اْلا۪يمَانِ وَ الْقُرْاٰنِ يَا رَح۪يمُ يَا غَفَّارُ وَ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍالْمُخْتَارِ وَ اٰلِهِ الْاَطْهَارِ وَ صَحْبِهِ الْاَخْيَارِ اٰم۪ينَ اٰم۪ينَ اٰم۪ينَ

Said Nursî

* * *


(Hulusi Bey'in sualine cevabdır)

(Dişlerin kaplanması hakkındaki suale cevab)

1932 tarihli sualinize şimdilik etrafıyla cevab veremiyorum. Fakat bu mes'ele ile münasebetdar bir-iki mes'ele-i şeriatı icmalen yazıyorum. Şöyle ki:

Abdest vaktinde ağzı yıkamak farz değil sünnettir. Fakat gusül hengâmında ağzını yıkamak farzdır. Az bir şey de yıkanmadık kalsa olmaz, zarardır. Onun için dişleri kaplama lehinde ülemalar fetva vermeye cesaret edemiyorlar. İmam-ı A'zam ile İmam-ı Muhammed (Radıyallahü anhüma) gümüş ve altundan dişlerin yapılmasına fetvaları, sabit kaplama hakkında olmamak gerektir. Halbuki bu diş mes'elesi umum-ül belva suretinde o derece intişarı var ki, ref'i kabil değil. Ümmeti bu belva-yı azîmeden kurtarmak çaresini düşündüm, birden kalbime bu nokta geldi. Haddim ve hakkım değil ki ehl-i içtihadın vazifesine karışayım, fakat bu umum-ül belva zaruretine karşı, fetvalara tarafdar olmadığım halde diyorum ki:

Yükleniyor...