Sadeleştiricinin ifadesi: “Her varlık gün yüzüne çıkarken, her şey olabilme, her kalıb ve şekle girebilme imkân ve dolanbaçları iIe yüz yüze şekilsiz bir vaziyette iken...“ tarzındadır.

Görüyorsunuz; Hazret-i müellif, bilerek düşünürek, ayrıca da hakkın ilhamına tabi’olarak “ Eşya vücud ve teşahhaslarında” diyor. Meçhul sadeleştirici zat ise, tabiatçıların ağzını kullanarak: “ Her varlık gün yüzüne çıkarken “ diyor.

şimdi,Üstâd Bediüzzaman hazretlerinin kendi ifadesiyle kullandığı cümlesinin -eğer caiz ise - tercümesini birde biz yapalım ve bakalım, o meçhul büyük ,Risale-i Nur’un hakkını vermişmidir görelim:

Eşya, (şeyler, herşey, kainatta var edilmiş her nesne ) vücud ve teşahhuslarında (vücuda gelirken ve herbirisi ayrı, farikalı ve belli bir şahsiyet kazanmaya doğru adım atarken) nihayetsiz imkanat yolları içinde mütereddit, mütehayyir şekilsiz bir surette iken (yani vücuda gelmeye, birer ayrı ve mümtaz ve farikali şahsiyet ve sima kesbetmeye hazırlanan her bir şey, çeşitli şekillerde tezahür etmeleri mümkin ve muhtemel olan sonsuz yollar içinde kararsız, şaşkın, şekilsiz bir surette iken )

Ve nur müellifi risaledeki aslî cümlesinin devamında.

”Birden bire gayet muntazam, hakîmane öyle bir teşahhus u vechi veriliyor ki “ diyor.

Sadeleştirmecinin ifadesinde. “ Fevkalede bir insan ferdi yüzüne konan farklı çizgiler..” diye yazmış. Lütfen dikkat buyrun, Üstâdın ifadesindeki mânâ ile bir alakası var mı?..

Evet, Hazret-i Üstâd, bir tek insanı değil, her şeyi kasd ederek der ki: Hadsiz imkanat yolları içinde mütehayyir olan o mevcud birden bire hakimane hikmet ve maslahatları irade eden bir vaziyetle ) ve imtiyazlı bir yüz veriliyor “ diyror.

Yine Nur müellifinin öz ifadesinde: ”Her bir insanın yüzünde bütün ebna-i cinsinden her birine karşı bir alamet-i farika o küçük yüzde bulunduğu ve zahir ve batin duygaları ile kemal-i hikmetle techiz edildiği cihetle“ diyor.

Sadeleştirmeci meçhul büyük ise : “Fevkalede bir insan ferdi yüzüne konan farklı çizgilerle, diğer bütün insanlardan ayrılması ve yine değişik bir kısım iç ve dış duyğularla donatılarak “ diye yazmış.

Dikkat buyurun hazret-i müellif “ Her bir insanın yüzünde “diyor. Adam ise,” fevkalede bir insan ferdi “ diye yazmış.

Yükleniyor...