yapanda, hem arabî ilimlere, hemde Risale-i Nur’un üslubuna vakıf bir kimsedir. Mezkûr kitab için “Risale-i Nur’un Neşir tarihçesi” adlı kitapçığımızda uzunca mukayeseleri yapmışız. Burada ise, o çok yanlış ve tamamen basitleştirilmiş o kitabın ibareleri üzerinde değil, sadece bazı kelimelerini medar-ı ibret için arzedeceğim :
1 - Adı geçen kitapta, Tabiat Risalesinin aslında geçen “ıhtar” kelimesini, “Uyarı” diye yazmış. Oysa ki, ihtarın türkçe karşılığı” Hatırlatma “dır. Uyarı, ikazın karşılığı olabilir.
2- “Nota“ kelimesini “Bildiri“ diye yazmış. Halbuki asıl risalede onun murad ve mânâsı” Yeni buluş, yeni çıkan ahenk dizisi,”gibi şeylerdir.
3- Mezkür sadeleştirilmiş kitabın 16. sahifesinde;kitabın aslındaki “Yani esbabın içtimâında o mevcut vücut buluyor” yerine, “Ya da sebeblerin birleşmesiyle o varlık var oluyor” diye yazmış. Oysa ki “içtima’” kelimesi “ toplanma” demektir. Birleşmenin arabisi “ Cima’ “ ile tabir olunur. Hem “Mevcut” kelimesinin gerçek mânâsı: îcad edilmiş, var edilmiş demektir ki, onun saniini, mûcidin ifade eder. “Varlık” ise, daha çok tabiatçıların ağzında dolaşan yanlış bir mânâdır.
4- Yine mezkûr kitabın 15. sahifesinde: ”Dinsizliği işmam eden“ cümIesi karşılığında; “Dinsizlik kokan” diye yazılmış. ışmam “kelimesi“ koklatan, hissetiren “ mânâsındadır.
Ve daha benzeri bir çok yanlış, hatalı, fuzulî, mânâsız ve yersiz tasarrufları görmek istiyenleri “ Risale-i Nur’un Neşir tarihçesi “ kitabına havale ediyoruz.
Bir misalde: Zaman Gazetesi 22 Ocak 1990 daki nüshasında, şemseddin Nuri isimli bir zat, iddialı şekilde, sadeleştirme tahrifini meşru göstermek için; kendisinin ifadesiyle “Bir büyüklerinin“ fevkalede hünerli şekilde yapmış olduğu sadeleştirmesinden numune için ve iftiharkârane bir tarzda bazı pasajlarını dercetti. İşte bizde, yazarın ve onun fikrinde olanlarının kanaatlarına göre; o fevkalede hünerli ve başarılı sadeleçtirmelerden bazı kısımları mukayeseye alacağız. Bakalım, ne derece nurun aslındaki murad ve mânâlara uygun düşmüş göreceğiz,
İşte: PENCERELER risalesinden alınmış olan o pasajların ilk önce Hazret-i müellifin ifade ve uslubu ile olan asıl metnini Sonra da “ BİYİK “ diye gösterilmiş zatın sadeleştirdiği ibaresini alarak beraberce mukayeseye alalım:
İşte, Nur müellifinin asıl ifadesinde “Eşya vücud ve teşahuslarında nihayetsiz imkânat yolları içinde mütereddit, mütehayyir, şekilsiz bir surette iken...” tarzdadır.
1 - Adı geçen kitapta, Tabiat Risalesinin aslında geçen “ıhtar” kelimesini, “Uyarı” diye yazmış. Oysa ki, ihtarın türkçe karşılığı” Hatırlatma “dır. Uyarı, ikazın karşılığı olabilir.
2- “Nota“ kelimesini “Bildiri“ diye yazmış. Halbuki asıl risalede onun murad ve mânâsı” Yeni buluş, yeni çıkan ahenk dizisi,”gibi şeylerdir.
3- Mezkür sadeleştirilmiş kitabın 16. sahifesinde;kitabın aslındaki “Yani esbabın içtimâında o mevcut vücut buluyor” yerine, “Ya da sebeblerin birleşmesiyle o varlık var oluyor” diye yazmış. Oysa ki “içtima’” kelimesi “ toplanma” demektir. Birleşmenin arabisi “ Cima’ “ ile tabir olunur. Hem “Mevcut” kelimesinin gerçek mânâsı: îcad edilmiş, var edilmiş demektir ki, onun saniini, mûcidin ifade eder. “Varlık” ise, daha çok tabiatçıların ağzında dolaşan yanlış bir mânâdır.
4- Yine mezkûr kitabın 15. sahifesinde: ”Dinsizliği işmam eden“ cümIesi karşılığında; “Dinsizlik kokan” diye yazılmış. ışmam “kelimesi“ koklatan, hissetiren “ mânâsındadır.
Ve daha benzeri bir çok yanlış, hatalı, fuzulî, mânâsız ve yersiz tasarrufları görmek istiyenleri “ Risale-i Nur’un Neşir tarihçesi “ kitabına havale ediyoruz.
Bir misalde: Zaman Gazetesi 22 Ocak 1990 daki nüshasında, şemseddin Nuri isimli bir zat, iddialı şekilde, sadeleştirme tahrifini meşru göstermek için; kendisinin ifadesiyle “Bir büyüklerinin“ fevkalede hünerli şekilde yapmış olduğu sadeleştirmesinden numune için ve iftiharkârane bir tarzda bazı pasajlarını dercetti. İşte bizde, yazarın ve onun fikrinde olanlarının kanaatlarına göre; o fevkalede hünerli ve başarılı sadeleçtirmelerden bazı kısımları mukayeseye alacağız. Bakalım, ne derece nurun aslındaki murad ve mânâlara uygun düşmüş göreceğiz,
İşte: PENCERELER risalesinden alınmış olan o pasajların ilk önce Hazret-i müellifin ifade ve uslubu ile olan asıl metnini Sonra da “ BİYİK “ diye gösterilmiş zatın sadeleştirdiği ibaresini alarak beraberce mukayeseye alalım:
İşte, Nur müellifinin asıl ifadesinde “Eşya vücud ve teşahuslarında nihayetsiz imkânat yolları içinde mütereddit, mütehayyir, şekilsiz bir surette iken...” tarzdadır.
Yükleniyor...