TAHRİF TERANESİNİN BİR HAKİKATI VAR MIDIR?
Evet, acaba hakikatta ve vaki’de şu tahrif teranesinin arkasındaki adamların, akıl ve ilim ve hakikat ve vicdan dünyasında ve maddi gerçek âlemde hakikat olarak bir dayanakları ve tutunacak bir mesnedleri var mıdır? Ve hem neden bir kısım dindar ve ehl-i iman zatlar dahi bir basit siyaset hissi veya intikam tarafgirliği ile, bu meselenin körüklenmesinde, işaa edilmesinde alet edildiler. Belki de ön ayak oldular.. Ayrıca neden hizmet ehli Nur talebeleri bazı zatlar da, bu bedbahtların elindeki çok gayr-i ilmî ve ciddilikten fersah fersah uzak hezeyanlı iftiralarına kapılıp takıldılar? Acaba o hezeyanların bir hakikat tarafı var mıdır?.. Ve hakeza bu gibi istifhamların halli için bu meselede derin bir araştırma yaparak, hakikatı olduğu gibi ortaya koymanın artık zamanı gelmiş, geçmiştir sanıyorum. Biz de Allah dan tevfik istiyerek; Nurların te’lif, tertip, tasnif ve neşriyatını Barla hayatı faslında genişçe ele aldık.. ve:
TAHRİF TERANESİNİN MENşE’İ
İslâm tarihini tedkik edenlerin malumudur ki; bu tahrif iftirası en başta Allah’ın ezelî kelamı ve kıyamete kadar Allah’ın muhafaza ve himayesinde olacağı yine Allah’ın o kelamıyla mübeyyen olan.. Ve umum Müslümanların ve İslâm dininin en birinci ve en kudsî kaynağı, rehberi, mercii olan Kur’ân-ı Mu’ciz-ül Beyan hakkında da olmuştur, hatta ola gelmektedir de, şöyle ki:
Kur’ânın nüzulü tamam olduktan ve sûrelerinin tamamı vahyin emriyle yerli yerine dizildikten sonra, Kur’ânın tercüman-ı zişanı vefat etti. Bir müddet sonra, şimdi Risale-i Nurlar hakkında yapılmış ve yapılmakta olan tahrif iftirasi nev’inden; Kur’ânın sûre ve ayetleri hakkında da aşağn yukarı aynı tarz ve aynı metod ve aynı mânâda tahrif işaası yapıldı. Bu mesele İslâm ümmetinin en mukaddes kitabı olan Kur’ân hakkında.. ve birde bakıyoruz ki, bu asırda şimdi de onun i’cazının bir lem’ası olan Risale-i Nur hakkında hususi şekilde işaa edilen tahrif iftiraları, elbette belli bir kasıd, muayyen bir çevre, ve mazisi eski olan o çevrenin içinde rol oynayan Yahudî komitesinin habis planlarından geldiğine sarahat kazandığına inanıyoruz. Bu mevzuda meseleyi kökten ve menşeinden alarak girmek isterdim. Hususî olarak onu kendim için yaptım, hazırladım. Yani Kur’ân hakkında vuku’ bulmuş tahrif teranesinin menşeini araştırarak nereden ve kimlerden geldiğini, İslâm tarihi adına yazılan sahih kitapların mehazlerini vererek herkese de açıklamak isterdik.Lâkin mesele nazik ve hassas bir mesele olduğu için, belki avam-ı ehl-i imânâ zararları olabilir düşüncesiyle, Kur’ân hakkındaki o işaaların menşe’ ve me’hazlerini ilan etmekten sarf-ı nazar ettik. Yalnız bir kaç kitabın ismini vererek kısa keseceğiz.
Evet, acaba hakikatta ve vaki’de şu tahrif teranesinin arkasındaki adamların, akıl ve ilim ve hakikat ve vicdan dünyasında ve maddi gerçek âlemde hakikat olarak bir dayanakları ve tutunacak bir mesnedleri var mıdır? Ve hem neden bir kısım dindar ve ehl-i iman zatlar dahi bir basit siyaset hissi veya intikam tarafgirliği ile, bu meselenin körüklenmesinde, işaa edilmesinde alet edildiler. Belki de ön ayak oldular.. Ayrıca neden hizmet ehli Nur talebeleri bazı zatlar da, bu bedbahtların elindeki çok gayr-i ilmî ve ciddilikten fersah fersah uzak hezeyanlı iftiralarına kapılıp takıldılar? Acaba o hezeyanların bir hakikat tarafı var mıdır?.. Ve hakeza bu gibi istifhamların halli için bu meselede derin bir araştırma yaparak, hakikatı olduğu gibi ortaya koymanın artık zamanı gelmiş, geçmiştir sanıyorum. Biz de Allah dan tevfik istiyerek; Nurların te’lif, tertip, tasnif ve neşriyatını Barla hayatı faslında genişçe ele aldık.. ve:
TAHRİF TERANESİNİN MENşE’İ
İslâm tarihini tedkik edenlerin malumudur ki; bu tahrif iftirası en başta Allah’ın ezelî kelamı ve kıyamete kadar Allah’ın muhafaza ve himayesinde olacağı yine Allah’ın o kelamıyla mübeyyen olan.. Ve umum Müslümanların ve İslâm dininin en birinci ve en kudsî kaynağı, rehberi, mercii olan Kur’ân-ı Mu’ciz-ül Beyan hakkında da olmuştur, hatta ola gelmektedir de, şöyle ki:
Kur’ânın nüzulü tamam olduktan ve sûrelerinin tamamı vahyin emriyle yerli yerine dizildikten sonra, Kur’ânın tercüman-ı zişanı vefat etti. Bir müddet sonra, şimdi Risale-i Nurlar hakkında yapılmış ve yapılmakta olan tahrif iftirasi nev’inden; Kur’ânın sûre ve ayetleri hakkında da aşağn yukarı aynı tarz ve aynı metod ve aynı mânâda tahrif işaası yapıldı. Bu mesele İslâm ümmetinin en mukaddes kitabı olan Kur’ân hakkında.. ve birde bakıyoruz ki, bu asırda şimdi de onun i’cazının bir lem’ası olan Risale-i Nur hakkında hususi şekilde işaa edilen tahrif iftiraları, elbette belli bir kasıd, muayyen bir çevre, ve mazisi eski olan o çevrenin içinde rol oynayan Yahudî komitesinin habis planlarından geldiğine sarahat kazandığına inanıyoruz. Bu mevzuda meseleyi kökten ve menşeinden alarak girmek isterdim. Hususî olarak onu kendim için yaptım, hazırladım. Yani Kur’ân hakkında vuku’ bulmuş tahrif teranesinin menşeini araştırarak nereden ve kimlerden geldiğini, İslâm tarihi adına yazılan sahih kitapların mehazlerini vererek herkese de açıklamak isterdik.Lâkin mesele nazik ve hassas bir mesele olduğu için, belki avam-ı ehl-i imânâ zararları olabilir düşüncesiyle, Kur’ân hakkındaki o işaaların menşe’ ve me’hazlerini ilan etmekten sarf-ı nazar ettik. Yalnız bir kaç kitabın ismini vererek kısa keseceğiz.
Yükleniyor...