Netice-i karar:

(193) N. Şahiner, Muzaffer Aslan kanalıyla Molla Abdülmecid Efendi’den yaptığı nakil ve rivavet ile, bizim bizzat ve şahsen dinlediğimizin arasında mühim noktalarda bazı farklar ve muhalefetler vardır. Amma meselenin aslı ve kökeninde müttefikiz. A.

(194) İhtilal başlarında bu fikir Cemal Gürsel’den şöyle geliyordu: “Bütün yobazları (yani Nurcuları) kamplara dolduralım.

“Risale-i Nur ve Nur talebeleri aleyhinde neşriyat yapalım, iftiralar yağdıralım. Bediüzzaman’ın manevî şahsiyetini halk nazarında çürütmeye matuf yalanlar uyduralım” planı ve kararı üzerine ittifak sağlandı.

Emekli General Saadettin Evrin bu işin koordinesiyle vazifelendirildi. ılahiyat fakültesinden de bir doçent ve bir asistan ayarlandı. Her çeşit plan ve projeler -İlahiyat fakültesi merkez olarak seçilecek- orada yürütülecekti. Diyanete mensub bir vaiz de bu işin içine alındı.

Merkezi Ankara olmak üzere, taşra işini yürütecek ve destek sağlıyacak belli bazı şahsiyetler de ayarlandı. ızmir’de bir doktor, İstanbul Hukuk Fakültesi’nde bir asistan ve şark bölgesinde de bir general vazifelendirildi.ısimlerini yazmadığımız şahısların tek tek isim ve ünvanları ve yaptıkları faaliyet ve proğram işleri, tamamen merhum Eşref Edip’in 1964’de kaleme alıp neşrettiği “Risale-i Nur muarızı yazarların isnadları hakkında ilmî bir tahlil” adlı kitabında mevcuttur, görülebilir.

Saadettin Evrin Paşa o sıra aynı zamanda Diyanet Reisi baş muavinidir.

KAMPANYA BAşLIYOR

Saadettin Evrin Paşa’nın başkanlığnndaki heyet, ilahiyat fakültesinde hazırladıkları sahte bir broşürü, Saadettin Evrin ile CHP’li devlet bakanı tarafından o zaman Diyanet reisi Muhterem Hasan Hüsnü Erdem Hocaya da imza ettirmek üzere kendisine gittiler.

Hadise şöyle cereyan etti: Saadettin Evrin Paşa ile mezkûr Devlet Bakanı, Diyanet Reisi Hasan Hüsnü Efendiye o sahte ve ma’hud broşürü götürüyorlar. “Bunu imza et!” diyorlar

Reis Hasan Hüsnü Erdem, öylesine sahte ve kabih ve rezil bir şeye imza atamıyacağını, çünkü o tarihe kadar Diyanet riyaseti camiası olarak Risale-i Nur hakkında bir çok müsbet raporlar verdiğini ve bu raporların bazılarına kendisinin de imzasını attığını, bu yüzden böyle bir şeye imza atmak demek, Diyanet Riyasetinin âlemde rezil olmak demek olacağını söyliyerek, imza etmekten imtina’ edince, bu defa Hasan Hüsnü Efendi istifaya zorlandı ve istifa etti.

Nihayet kimseye imza ettiremedikleri o sahte ve rezil büroşür, imzasız olarak neşredildi. ısmi ve cismi olmıyan hayalî bir matbaanın ismi de verilerek yayınlandı. Hem de binlerce insanın adreslerine bedava yollandı. Bize de gelmişti o sahte broşür... onu kim gördü ise, görür görmez sahte olduğuna ve dinsizlerin bir iftirası olduğuna hemen kanaat getirdi. Bu ma’hud müfteri broşür zerrece Risale-i Nura menfi cihette te’sir etmediği gibi, onu


Yükleniyor...